Pazar, Ekim 01, 2017

Zor Günlerin İşaretleri

     
 İhtiyar bir haftadır pek hoşuma gitmiyor, mevsimden diye düşünüyorum, sonbaharın getirdiği uyuşukluk ve yorgunluk olabilir. Halüsinasyonları sıklaştı ve uzadı bu aralar. Genellikle dışarıya çıkmak istemiyor. Çoğu zaman benim dememle veya “çıkmayı düşünmüyor musun?” soruma cevap olarak gideceğini söylüyordu ve beş on dakika oyalandıktan sonra çıkıyordu. Dışarıya çıkmak, kahvede oturmak, kahvedeki edindiği arkadaşlarla yaptığı sohbet veya onların şamatalı anlatımları, birbirlerine takılmaları rahatlatıyordu onu. Gerçek dünyaya bağlıyorlardı.
                Durumu ilk zamanlara dönüyor galiba. Yolun sonu değil belki ama zor günlerin hem de oldukça zor günlerin geldiğinin işaretleriydi bu durumları.
                Çok zor zamanları atlatmıştık daha önceleri de. Geçen zamanlar en iyi zamanlardı neredeyse. Gelecek günleri bekliyordum sürekli. Ha bugün ha yarın derken yıllar geçti bugüne kadar ama ben bir türlü kendimi toplayamadım. Günden güne kötüye gitti durumum. Her şeyin farkında olmama rağmen kendimi kontrol etmekte zorlandığım çok zamanlar oldu.
              
  İşte bana daha zor zamanlara giden günlerin başlangıcı. Sanıyorum beyin hücrelerinin kaybı hızlanmaya başladı. Bu günlere kadar gelişte gayet iyi seyretmişti durumu. Hatta öyle ki iyileştiğini bile düşünmeye başlamıştım arada bazen. Kötü durumları hızla düzelmişti ilaç ve harekete başlayınca.
                Hareket ve sürekli takip etmesi gereken şeyler olunca daha da iyileşmişti durumu. Halüsinasyonları neredeyse kayıptı, geriye dönüşü olmaz diye düşünmeyi çok istiyordum olmayacağını bile bile.
                Yalnızca nefes alacak zaman kazanmaya çalışıyordum kendim için. Bazen iyi de hissettiğim çok kısa da olsa zamanlar oldu bende. Çok güçlü hissettim kendimi, her şeye gücümün yeteceğini, her şeye katlanabileceğimi ve duruma hâkim olabileceğime inandırmaya çalıştım her zaman kendimi. Olmadık performans sergiledim, günlerin yetmediği oldu bazı zamanlardaki çalışma gayretimde.
                Hele bir borsa ve Foreks öğrenme gayretim vardı ki dillere destan olur gören olsaydı. 24 saat yetmiyordu da ikişer günü birleştirip bir gün yapıyordum. Onlarca kitap aldım kaynak olarak ve çok şeyler öğrendim neredeyse kitap yazacak kadar oldu analiz ve tuttuğum çalışma notları. Harikalar çıkardım kısa sürede.
                Tek gayem vardı aslında böyle bir çalışmaya girmemin. Dikkatimi yoğunlaştırarak başka yönlere yönelmek ve böylece içinde yaşadığım durumlardan uzaklaşarak kendi beyin ve vücut sağlığımı korumak.                Ne kadarını başardım veya başaramadım ayrı değerlendirilebilir ama en azından iki sene gibi bir zamanda gayet iyi korudum kendimi böylece.
                Bir kez daha öğrendim ki, aynı zamanda kendi tezimi de pekiştirmiş oldum. “Bilgi kazanç demek değildir.” evet değildir bu doğru, en azından benim için doğru. 
             Ben bildiğim şeylerden kazanç sağlayamadım çoğu zaman. Tam tersine kayıplarım oldu bilgim yüzünden. Çünkü başkalarının bilgi eksikliğinden yararlanmaya çalışmak hırsızlık yapar gibi geliyordu bana, daima da öyle oldu. 
       Bildiğimi öğrendiği zaman da zaten bilgime ihtiyaçları kalmamış oluyordu.


18/
                                                                                                                          Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.