Pazartesi, Ekim 23, 2017

Karşı Komşunun Çay Daveti

Demlik
       
Turistik bölge olduğu için insanların her biri değişik bölge ve kültürlerden geldiği için sanıyorum kaynaşma hızlı olmuyor genellikle, insanlar çekiniyorlar birbirine yaklaşmaya.  Tatil zamanlarında tatile gidildiğinde kolaylıkla fark edilen şeyler değil ama zaten böyle bir düşünce içinde de olan olmuyor, çünkü amacı tatil, dinlenmek ve kafa dinlemek olduğundan başkasına eyvallahı yok. “Merhaba merhaba” olanlar da.
Ancak sürekli oturulduğunda durum çok daha farklı yaz aylarından. Herkes çekilip gidince o iğne atsan düşmeyecek derecede kalabalık olan yer bir anda in cin top atar duruma geliveriyor ve insan bir tuhaf hissetmeye başlıyor kendini.
Tatillerimi genellikle bu yörelerde yaptığım için önceki uzun yıllarda az çok merkezi bölgeleri tanıyorum yeterince. Ancak kış aylarının yaklaşmasıyla sessiz sakin tarafını da tanımış oldum bu vesileyle. O yüzden eskiden düşündüğüm sahil beldesinde oturmanın iyi olacağı fikrim birden değişiverdi.
Delikanlı erken yattı bugün, tavla oynayıp biraz oturduktan sonra. Ben de balkonda oturmaya devam ederken karşı komşu seslendi “gel çay içelim” diye ve hoşuma gitti, ihtiyacım da vardı böyle bir şeye. “Tamam, geliyorum” dedim ve telefonumu yanıma alarak perdeleri açık bıraktım karşı balkondan görebileyim diye. Aynı kat hizasındayız çünkü.
Orada uzun yıllardır yaşayan bir arkadaşı da vardı yanında ve tanıştık. Astsubay emeklisi ama oldukça eskilerden. Onun da başından çok şeyler geçmiş, gün görmüş biri olduğu belli oluyordu her halinden.  Tokalaştık bana gösterilen sandalyeye oturdum, düşündüğüm gibi bizim orasını çok net görebiliyordum. Rahatladım.
Uzun bir süredir bir başka bir insanla konuşmadığımı düşündüm, dilim zorlanıyordu bazı kelimeleri söylemeye çalışırken, sanki dilimin esnekliği kaybolmuş gibiydi veya bana öyle geliyordu. Çok kelimeleri zor hatırlamaya başladığımı fark ettim kendim. Çok istememe rağmen mümkün olduğunca az ve öz konuşmaya çalışıyorum sohbet arasında genellikle dinlemek daha kolay geliyor.
Zaman zaman dilim sürçmeye başladı, sanki nefesim yetmiyormuş gibi hissetmeye başladım konuşurken. Arada kelimeleri bölerek derin nefes alma ihtiyacı hissetmeye başladım. Kendi kendime şaşırıyordum ve sıkılmaya da başladım bu yüzden. Arkadaşlara dikkatle baktığımda onların çok da durumun farkında olmadıklarını hissedince rahatlamaya çalıştım.
Komşu 75 yaşındaymış, çok şaşırdım söyleyince benden daha çevikti, gayet dinç, her gün yürüyüş ve yüzmeye gider gelirdi. Tam da kafama göre yaşıt bir arkadaş diye düşünmüştüm daha önce ama yanılmıştım yaşı konusunda. Olsun, kafa dengi olması benim için önemliydi.
42/

                                                                                                  Dedenin Torunu


Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.