Usta Tavlacı
"Tavla Oyunu" |
Epeyce
zamandır tavla oynamamıştık “tavlaya var mısın deli kanlı?” Önce çekimser davrandı duymazlıktan geldi bir
süre ve sonra “oynayalım” dedi sakin bir ses tonuyla.
“Önce kahvelerimizi içelim de sonra mı oynayalım, yoksa kahve içerken mi oynayalım ne dersin?”
“Kahve dökülür tavlanın içine, içelim ondan sonra oynayalım” dedi. Cümleleri düzgündü dikkatimi çekti, duraklamadan söyledi. “Tamam, kahveleri getiriyorum önce” diyerek kahve pişirmeye geçtim, kahvaltıyı toplayarak.
“Önce kahvelerimizi içelim de sonra mı oynayalım, yoksa kahve içerken mi oynayalım ne dersin?”
“Kahve dökülür tavlanın içine, içelim ondan sonra oynayalım” dedi. Cümleleri düzgündü dikkatimi çekti, duraklamadan söyledi. “Tamam, kahveleri getiriyorum önce” diyerek kahve pişirmeye geçtim, kahvaltıyı toplayarak.
Kahve
fincanını yarılayıncaya kadar eline almıyordu, eğilerek masanın üzerinde fincan
durduğu yerde vantuzluyordu kahveyi, biraz soğuduktan sonra. Ancak yarılandığı
zaman fincanı iki eliyle avuç içine alarak içiyordu kalanını.
Kendince her şeyin çaresini buluyordu zamanla. Hayatından memnun gibi görünüyordu sanki ama donukluğundan ve mimik kaslarının çalışmamasından dolayı hiçbir duygusunu doğru dürüst anlayamıyorum. Ancak sorarsam, o da her zaman olmuyor. Bazen alınmasına neden oluyordu sorularım, sinirlendiği de olmuştu birkaç kez. Nedendir bilmiyorum, sorular rahatsız ediyor gibi görünüyor.
Kendince her şeyin çaresini buluyordu zamanla. Hayatından memnun gibi görünüyordu sanki ama donukluğundan ve mimik kaslarının çalışmamasından dolayı hiçbir duygusunu doğru dürüst anlayamıyorum. Ancak sorarsam, o da her zaman olmuyor. Bazen alınmasına neden oluyordu sorularım, sinirlendiği de olmuştu birkaç kez. Nedendir bilmiyorum, sorular rahatsız ediyor gibi görünüyor.
Karşı
komşu da göründü balkonunda, kahvaltı hazırlığında, bizi görünce el salladı
gülümseyerek. İlk defa delikanlı “günaydın” dedi komşuya el sallayarak. Tavlayı
getirip masanın üstüne koyup tekrar içeriye geçtim sigara almak için. Tavlanın
taşlarını dizmeye başlamış. Yarısına yakındı benim geldiğimde. Kalanını da
beraber dizdik ve zarları atması için onun tarafına bıraktım.
Zarları
daha kolay almaya başladı eline. İlk oyunu aldı. İkincisini ben aldım. Beş el
üzerinden üç oyun alan kazanacak. İltimas geçmiyorum, gayet ciddi oynamam
rağmen üç oyun aldı ve tavla partisini kazandı. Tavlayı kapattık, bir sigara
yaktı üstüne.
Baktım
keyfi fena görünmüyor, sigaranın beynine zararı olabileceğini tekrar anlatmak
istedim. İçim dayanmıyordu içtiğinde zararı olabileceği düşüncesine. Elden gelen her şey yapılmalıydı bana göre.
Vicdan borcu olarak görüyordum kendime. Önce düşündü bir süre ve bir şeyler
söyleyecekmiş gibi oldu sonradan vaz geçti söylemekten. Ben de tekrar üstüne
düşmedim. Belki daha sonra tekrar anlatırım diye düşündüm.
Çoğu
olayın üzerinden günler geçtiği zaman unutuyordu. Eski konuştuklarımızı
unuttuğunu düşünerek konuşmuştum tekrar. Belki de unutmamıştı da o nedenle
kızmıştı, sonradan vaz geçme sebebi buydu konuşmaktan. Olabilirdi böyle bir
şey.
Yürüyüşe
çıkmanın zamanı geldi. Hazırlıklarımızı yaptım, ilaçlarını aldım, çantaya
koydum, suyu gittiğimiz yerlerde alırdık nasılsa. Yalnız bırakmaya cesaret
edemiyorum daha. Unutkanlığı oldukça fazla. Her gün gidip geldiğimiz yerleri
unutuyor zaman zaman, arada yoklama çekiyorum bazen farkına varıyor yoklamamın
bazen de varamıyor.
Mahallenin
yolunun kesiştiği ana caddeyi geçip karşıdaki bahçesi geniş kahve ikinci mola
yerimiz olmaya başladı, evden yaklaşık 200 metreye yakın mesafede. Biraz
zorlansa da ilk çıkışımızda 100 metreyi zorluyor artık. Mesafe arttıkça
dinlenme aralıkları kısalıyor, kısmen yukarı doğru yokuşlu da olunca zorlanması
artıyor. Aşağı inerken daha kolay iniyor. Kasları ısınıp gevşemesinden dolayı
mola araları da uzamaya başlıyor. Bu aralar ortalama 50 metre kabul ediyorum
dinlenme aralarını.
38/
baştan okuyamadığım için yarım yamalak oldu :) sanırım biraz zaman ayırıp okumam gerek 38 yazı olmuş :) Maşallah abi Performansın zirvede :)
YanıtlaSil
SilFakir Yazar,
Teşekkür ederim, bir roman denemesi olarak düşündüm bu nedenle arayı soğutmak istemiyorum aslına bakılırsa; ara vermeden devam edersem sonunu getirebilirim, aksi halde dağılıyorum. umarım beğenirsin. :)