Sahil |
Klasik
günlerimizden birisi daha başladı sessiz sakin ve biz gerekenleri yapmaya
başladık elimizden geldiğince.
Kahvaltımız bitti. Balkonda kahve keyfi yaptık birlikte. Kahve içerken, bugün değişiklik yapmayı düşündüm güzergahta. Mahallenin diğer tarafını da öğrensin. Çok seyrek gittiğimizi fark ettim o taraflara. Muhtarlık o tarafta, iş düşer mi düşer, ne olur olmaz öğrensin muhtarlığı falan.
Kahvaltımız bitti. Balkonda kahve keyfi yaptık birlikte. Kahve içerken, bugün değişiklik yapmayı düşündüm güzergahta. Mahallenin diğer tarafını da öğrensin. Çok seyrek gittiğimizi fark ettim o taraflara. Muhtarlık o tarafta, iş düşer mi düşer, ne olur olmaz öğrensin muhtarlığı falan.
Kahvesini
bitirdikten sonra bir sigara çıkardı paketinden, yaktı. Aklımdan yine geçmeye
başladı bırakması için konuşayım diye ama tuttum kendimi, zamanı değildi daha;
anlayabilecek durumda değil.
Ben de yaktım bir sigara ve sokaktan gelip geçenlere dikkatimi vermeye çalışarak dikkatimi dağıttım. Fazla gelen geçen de yoktu ama olsun, birkaç köpeğin dolaşıyor olması bile işi kıvırmama yetti.
Ben de yaktım bir sigara ve sokaktan gelip geçenlere dikkatimi vermeye çalışarak dikkatimi dağıttım. Fazla gelen geçen de yoktu ama olsun, birkaç köpeğin dolaşıyor olması bile işi kıvırmama yetti.
Tam
yerimden kalkıp kahve boşlarını yıkamaya götürmek için niyetlendim, önümüzde
duran paketi aldı eline ve pat diye koydu tekrar masaya ve elindeki yarım olan
yanık sigarayı da kül tablasında hırsla söndürdü ezerek “bırakıyorum ben bu
mereti, sen bu kadar uğraşıyorsun benim için ben hala bu boktan şeyi içmeye
devam ediyorum, iş mi benimkisi, üzülüyorsun sen de durmadan. Yutkunmandan
anlıyorum her seferinde” deyip ezme işini bitirdi elindeki sigarasının.
Çok
iddialı ve kendinden emin görünüyor, gözlerine bakakaldım şaşkın vaziyette.
Aklımı okudu sanki hem cebe hem de aklına zararı vardı beni asıl düşündüren beynine
verebileceği zarardı, parasıyla ilgilenmiyordum. Şaşkınlığımdan ne yapacağımı
ne diyeceğimi bilemeden aval aval bakmaya devam ettim yüzüne.
Kendime geldiğimde “aferin be bizim oğlan,
işte böyle olacak, çok iyi yaptın bu iş” dedim heyecanla. Elini alıp elime
öptüm. “Bu kadarcık yardımım da olsun
sana, senin uğraşmanın yanında ne ki?” dedi gayet akıllıca ve benim
yanaklarımdan öptü. Duygusal bir an yaşıyorduk birlikte.
Böyle
gelmemiş miydik zaten bu günlere kadar canhıraş, birbirimizi kırıp döksek de
yine toparlanıp tutunarak birbirimize. Öyle olmasaydı çoktan yok olurduk belki
de birbirimizi unuturduk, kaybederdik izlerimizi çoktan. Az buz emek sarf
etmedik bu günlere gelebilmek için, ezasıyla cefasıyla yol aldık düşe kalka ve
bir güne bir gün şikâyetimiz olmadı hiç ne hayattan ne de birbirimizden;
sızlanmalarımız oldu elbette.
Daha
da heveslendik ikimiz de kan daha fazla yürümeye başladı vücudumuza,
canlanıverdik birden. Hemen kahve boşlarını alıp içeriye mutfak lavabosuna
bıraktım öylece ve hazırlıklarımızı yaptık hemen çıkmak için. Ben de yakınında
sigara içmemeye karar verdim kendimce etkilenmesin diye.
Gideceğimiz
güzergahı tarif ettim kendisine ve istediği sokaktan gidebileceğimizi de
kendisine bıraktım tercih olarak. Biraz meşgul olsun kafası bir şeylerle aylak
olması işi bozuyor. Merdivenleri inişi değişmiş, hızlı inmeye başladı canlılığı
artmış, morali iyileşti, ne kadar devam edecek böyle bakalım, merak
ediyorum.
49/
Dedenin Torunu
49/
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.