Salı, Ekim 31, 2017

Ahanda Bırakıyorum Dedi, Bıraktı

Sahil
Ahanda Bırakıyorum!

                Klasik günlerimizden birisi daha başladı sessiz sakin ve biz gerekenleri yapmaya başladık elimizden geldiğince.
                   Kahvaltımız bitti. Balkonda kahve keyfi yaptık birlikte. Kahve içerken, bugün değişiklik yapmayı düşündüm güzergahta. Mahallenin diğer tarafını da öğrensin. Çok seyrek gittiğimizi fark ettim o taraflara. Muhtarlık o tarafta, iş düşer mi düşer, ne olur olmaz öğrensin muhtarlığı falan.
                Kahvesini bitirdikten sonra bir sigara çıkardı paketinden, yaktı. Aklımdan yine geçmeye başladı bırakması için konuşayım diye ama tuttum kendimi, zamanı değildi daha; anlayabilecek durumda değil.

               Ben de yaktım bir sigara ve sokaktan gelip geçenlere dikkatimi vermeye çalışarak dikkatimi dağıttım. Fazla gelen geçen de yoktu ama olsun, birkaç köpeğin dolaşıyor olması bile işi kıvırmama yetti.
                Tam yerimden kalkıp kahve boşlarını yıkamaya götürmek için niyetlendim, önümüzde duran paketi aldı eline ve pat diye koydu tekrar masaya ve elindeki yarım olan yanık sigarayı da kül tablasında hırsla söndürdü ezerek “bırakıyorum ben bu mereti, sen bu kadar uğraşıyorsun benim için ben hala bu boktan şeyi içmeye devam ediyorum, iş mi benimkisi, üzülüyorsun sen de durmadan. Yutkunmandan anlıyorum her seferinde” deyip ezme işini bitirdi elindeki sigarasının.
                Çok iddialı ve kendinden emin görünüyor, gözlerine bakakaldım şaşkın vaziyette. Aklımı okudu sanki hem cebe hem de aklına zararı vardı beni asıl düşündüren beynine verebileceği zarardı, parasıyla ilgilenmiyordum. Şaşkınlığımdan ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemeden aval aval bakmaya devam ettim yüzüne.
                 Kendime geldiğimde “aferin be bizim oğlan, işte böyle olacak, çok iyi yaptın bu iş” dedim heyecanla. Elini alıp elime öptüm.  “Bu kadarcık yardımım da olsun sana, senin uğraşmanın yanında ne ki?” dedi gayet akıllıca ve benim yanaklarımdan öptü. Duygusal bir an yaşıyorduk birlikte.
                Böyle gelmemiş miydik zaten bu günlere kadar canhıraş, birbirimizi kırıp döksek de yine toparlanıp tutunarak birbirimize. Öyle olmasaydı çoktan yok olurduk belki de birbirimizi unuturduk, kaybederdik izlerimizi çoktan. Az buz emek sarf etmedik bu günlere gelebilmek için, ezasıyla cefasıyla yol aldık düşe kalka ve bir güne bir gün şikâyetimiz olmadı hiç ne hayattan ne de birbirimizden; sızlanmalarımız oldu elbette.
                Daha da heveslendik ikimiz de kan daha fazla yürümeye başladı vücudumuza, canlanıverdik birden. Hemen kahve boşlarını alıp içeriye mutfak lavabosuna bıraktım öylece ve hazırlıklarımızı yaptık hemen çıkmak için. Ben de yakınında sigara içmemeye karar verdim kendimce etkilenmesin diye.
                Gideceğimiz güzergahı tarif ettim kendisine ve istediği sokaktan gidebileceğimizi de kendisine bıraktım tercih olarak. Biraz meşgul olsun kafası bir şeylerle aylak olması işi bozuyor. Merdivenleri inişi değişmiş, hızlı inmeye başladı canlılığı artmış, morali iyileşti, ne kadar devam edecek böyle bakalım, merak ediyorum.                         
49/
                                                                                        Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.