Çarşamba, Ekim 25, 2017

İçimdeki Korku

Son kahveler
Diğer arkadaş yıllar öncesinde ikinci evliliğini yapmış o da torun torba sahibi ve emeklilik hali işte yaşayıp gidiyor kendince. Hoşuna gidiyormuş burası.
Hanımı rahatsızmış son yıllarda, şeker ve kilo probleminden mustaripmiş, pek hareket edemiyormuş.
Sıra benim durumlara geldi sohbet esnasında, ben de anlattım ihtiyar delikanlının durumunu falan; elbette düşünürdüm evlenmeyi ama şu zamanlar erkendi benim için çünkü kendimi toparlamam lazımdı bir süre.             Bu halimle iki günde ya hanım kaçardı arkasına bakmadan benden ya da beni kovardı evden. Sinirlerim harap durumda, rüzgâr esse, hava nemlense benim antenler hemen algılıyor ve duygu durumum değişiyordu birden ve parlayıveriyorum aniden.
       Kendi kendime çok şahit oldum bu duruma. Hiç olmadık bir şeye sinirlerim çıkıveriyordu birden ve kendimi kontrol etmekte zorlanıyorum bazen de hiç kontrol edemiyordum. Kimin başını yakardım bu halimle. Beklemek en iyisiydi bir süre kendimi tanıyıncaya ve yaşanılanları kabulleninceye kadar.
Delikanlıyı biraz ayağa dikip tekrar çalışmayı planlıyorum bir süre sonra. Hiç olmazsa biraz para kazansam iyi olacak ilerisi için. Birkaç sene çalışmak yeterliydi bana göre. Küçük bir ev alsam bir de idare edecek bir araba, gerisi olur giderdi nasılsa. Bütün planım buydu, evlilik zamana ve tesadüflere bağlıydı. Ayrıca korkuyordum aslına bakılırsa evlilikten. Bir daha kötü şeyler yaşarsam toparlayamam artık boylarım eren köyü diye düşünmeden kendimi alamıyordum çoğu zaman.
Bazen de yalnızlığımda hayaller kuruyor, insan evladı denk gelirse hiç olmazsa nefes oluruz birbirimize diye içimdeki korkuları bastırıyordum. Kendimce tespitlerim vardı insanlara yönelik. Okumamış insanların saf bir yanı mutlaka bulunuyor ama okumuş cahillerin durumu çok daha kötüydü. Her şeyin en iyisini bilirler öylelerine bir şey anlatmak deveyi hendekten atlatmaktan daha zordu, sıkıştıklarında “tamam” deyip geçiştirirler o anı sonrasında yine bildiklerini okurlar ve bir, iki, üç derken al başına belayı ne güven kalır ortada ne saygı. Gel de birlikte ömür çürüt sıkıyorsa! Düşmanımın başına bile gelsin istemem böyle bir belanın. Böyle düşününce de tüylerim diken diken oluyor yalnızlığa dünden razı geliyorum.
Gece epeyce ilerledi güzel sohbetle ve son birer kahve içmeye karar verdiler ben de katıldım onlara. Daha sonrasında dağıldık ev sahibine teşekkür ederek. Farklı bir akşam geçirdim sayesinde komşumun. Biraz yaşadığımı hissettim ucundan kıyısından da olsa. Farklı sesler duydum kulaklarımla, yaban bülbüllerin seslerinden başka kulağa hoş gelen.
Sokakta dolaşırken bütün sesler kulağımı tırmalıyor hele bazen öyle oluyor ki, kulağımın dibinde borazan öttürüyorlar sanki. Bütün sinirlerim bozuluyor, ellerim titremeye başlıyor ve soğuk soğuk terlemeye başlıyorum böyle durumlarda.
Bazen düşünüyorum kendim de oldukça rahatsızım ve tedaviye ihtiyacım var diye. Yardım almalıydım bir daha kontrole gittiğimizde. “Her türlü şekilde yardıma hazırız sana ve babana; istediğin zaman yardım istemeye çekinme hiç” demişti doktorlarımız. Bana güç vermişti bu ifadeleri ve sıcak bir ses tonuyla söylemişlerdi. Acınacak durumdaydım demek ki, kendim o kadar fark edemiyorum.
Ben iyi olursam daha fazla yardım edebilirim delikanlıya, rahat sohbetler eder hiç olmazsa şoklar yaşamaz benim yüzümden. Duygularını daha rahat anlayabilirim böylece. Düşüncelerin biri gelip biri gidiyor yürürken eve doğru ve merdiven basamaklarını çıkarken.

44/

                                                                                                       Dedenin Torunu


Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.