Son kahveler |
Hanımı rahatsızmış son yıllarda, şeker ve kilo probleminden mustaripmiş, pek hareket edemiyormuş.
Sıra benim
durumlara geldi sohbet esnasında, ben de anlattım ihtiyar delikanlının durumunu
falan; elbette düşünürdüm evlenmeyi ama şu zamanlar erkendi benim için çünkü
kendimi toparlamam lazımdı bir süre. Bu halimle iki günde ya hanım kaçardı
arkasına bakmadan benden ya da beni kovardı evden. Sinirlerim harap durumda, rüzgâr
esse, hava nemlense benim antenler hemen algılıyor ve duygu durumum değişiyordu
birden ve parlayıveriyorum aniden.
Kendi kendime çok şahit oldum bu duruma. Hiç olmadık bir şeye sinirlerim çıkıveriyordu birden ve kendimi kontrol etmekte zorlanıyorum bazen de hiç kontrol edemiyordum. Kimin başını yakardım bu halimle. Beklemek en iyisiydi bir süre kendimi tanıyıncaya ve yaşanılanları kabulleninceye kadar.
Kendi kendime çok şahit oldum bu duruma. Hiç olmadık bir şeye sinirlerim çıkıveriyordu birden ve kendimi kontrol etmekte zorlanıyorum bazen de hiç kontrol edemiyordum. Kimin başını yakardım bu halimle. Beklemek en iyisiydi bir süre kendimi tanıyıncaya ve yaşanılanları kabulleninceye kadar.
Delikanlıyı
biraz ayağa dikip tekrar çalışmayı planlıyorum bir süre sonra. Hiç olmazsa biraz para
kazansam iyi olacak ilerisi için. Birkaç sene çalışmak yeterliydi bana göre.
Küçük bir ev alsam bir de idare edecek bir araba, gerisi olur giderdi nasılsa.
Bütün planım buydu, evlilik zamana ve tesadüflere bağlıydı. Ayrıca korkuyordum
aslına bakılırsa evlilikten. Bir daha kötü şeyler yaşarsam toparlayamam artık
boylarım eren köyü diye düşünmeden kendimi alamıyordum çoğu zaman.
Bazen de
yalnızlığımda hayaller kuruyor, insan evladı denk gelirse hiç olmazsa nefes
oluruz birbirimize diye içimdeki korkuları bastırıyordum. Kendimce tespitlerim
vardı insanlara yönelik. Okumamış insanların saf bir yanı mutlaka bulunuyor ama
okumuş cahillerin durumu çok daha kötüydü. Her şeyin en iyisini bilirler
öylelerine bir şey anlatmak deveyi hendekten atlatmaktan daha zordu,
sıkıştıklarında “tamam” deyip geçiştirirler o anı sonrasında yine bildiklerini
okurlar ve bir, iki, üç derken al başına belayı ne güven kalır ortada ne saygı.
Gel de birlikte ömür çürüt sıkıyorsa! Düşmanımın başına bile gelsin istemem
böyle bir belanın. Böyle düşününce de tüylerim diken diken oluyor yalnızlığa
dünden razı geliyorum.
Gece epeyce
ilerledi güzel sohbetle ve son birer kahve içmeye karar verdiler ben de
katıldım onlara. Daha sonrasında dağıldık ev sahibine teşekkür ederek. Farklı
bir akşam geçirdim sayesinde komşumun. Biraz yaşadığımı hissettim ucundan
kıyısından da olsa. Farklı sesler duydum kulaklarımla, yaban bülbüllerin
seslerinden başka kulağa hoş gelen.
Sokakta dolaşırken
bütün sesler kulağımı tırmalıyor hele bazen öyle oluyor ki, kulağımın dibinde
borazan öttürüyorlar sanki. Bütün sinirlerim bozuluyor, ellerim titremeye
başlıyor ve soğuk soğuk terlemeye başlıyorum böyle durumlarda.
Bazen
düşünüyorum kendim de oldukça rahatsızım ve tedaviye ihtiyacım var diye. Yardım
almalıydım bir daha kontrole gittiğimizde. “Her türlü şekilde yardıma hazırız
sana ve babana; istediğin zaman yardım istemeye çekinme hiç” demişti
doktorlarımız. Bana güç vermişti bu ifadeleri ve sıcak bir ses tonuyla
söylemişlerdi. Acınacak durumdaydım demek ki, kendim o kadar fark edemiyorum.
Ben iyi
olursam daha fazla yardım edebilirim delikanlıya, rahat sohbetler eder hiç
olmazsa şoklar yaşamaz benim yüzümden. Duygularını daha rahat anlayabilirim böylece.
Düşüncelerin biri gelip biri gidiyor yürürken eve doğru ve merdiven
basamaklarını çıkarken.
44/
Dedenin Torunu
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.