Cumartesi, Eylül 30, 2017

Ölümle Burun Buruna Yaşamak

Ölümle Burun Buruna

                Ah o pelte kılıklı yok mu, bütün işler onun başının altından çıkıyor. Oyuna getiriyor tepesinde dolaştığı insanları. Olacak iş mi? Hem tepesinde gezineceksin hem de madik atacak dalga geçeceksin, hangi vicdana sığar böyle bir nankörlük.
                Şimdi diyeceksiniz siz de: “Ne ilgisi var ne demek istiyorsun? Hadi oradan, saçmalıyorsun?” evet saçmalıyor gibi görünüyor öyle değil mi? Biricik dediğimiz başımızın üstünde taşıdığımız, ayağını yere değdirmeye kıyamadığımız biricik kıymetlimiz beyin bize oyun oynuyor bize bazen, bazen de sıklıkla.

Cuma, Eylül 29, 2017

Gen Çorbası

YAZMA KARARI

            Nasıl olacak? Nasıl yazmaya başlayacaktı? Hangi dili kullanmalıydı doğru dürüst anlatabilmek için? Ben? Kuş bakışı? Belki de her ikisi veya üçüncü bir anlatım tekniği daha? Epeyce kafası karışıktı bu konularla ama bir sonuca varamamıştı uzunca bir süredir. Kestirip atmak istiyordu artık. Kendisini anlatan başka biri nasıl olabilirdi, her an yanında mıydı sanki? Böyle bir şey yapmacık geliyordu, yapay ve inandırıcı olmaktan uzaktı kendisini anlatmaya. Bu karmaşaya bir son vermek istedi ve kendisini en iyi anlatabileceğin yine kendisi olduğuna karar verdi. 

Perşembe, Eylül 28, 2017

Kendine Zaman Ayırdığından Emin misin?

KENDİNE ZAMAN AYIRMAK MI?
"Zamanı Yaşamak"

            “Kendine zaman ayırmak” deyimini duymuşsunuzdur sık sık. Elbette ben de çok sık duydum, okudum; gelip geçti yıllar şimşek hızıyla, kendime ne kadar zaman ayırdığımı tekrar düşündüm hem de inanılmaz sıklıkta. Ne mi buldum? Koskoca bir hiç! Hem de öyle böyle değil, neredeyse 60 yılın içinde iki yıl kadar çıktı muhasebe kayıtlarımda. Anlaşıldı mı şimdi ne demek istediğim. Nasıl da geçti o koca koca yıllar, hiç farkında olmadan neler olup bittiğinin.
            İsterseniz sizler de tekrar bir düşünün, öyle baştan savma değil, düşünmüş olmak için değil; ciddi ciddi, adam gibi, kadın gibi düşünün çünkü ben gibi koskoca bir hiç bulabilirsiniz muhasebe kayıtlarınızda. Ne alacağınız vardır ne de vereceğiniz belki de. Durun durun, vereceğiniz olabilir hala da çoluk, çocuk torun torba sahibiyseniz eğer.
            Muhasebeci o kadar acımasız ve gaddar ki, işinin en küçük detayını bile ihmal etmeden yazıp çiziyor sürekli, istediğin zaman dokümanlar en ince ayrıntılara kadar önünüzde.
            Galiba önce muhasebecinin işine son vermekle başlamak lazım işe. Sonra da ne kadar kayıt varsa elinde, hepsini de yakmak olmalı ki hiçbir belge kalmasın ortalıkta.

Çarşamba, Eylül 27, 2017

Uzak ve Yakın Ne İfade Eder?

UZAK VE YAKIN
Kelebek

Bazen öyle uzaklıklar vardır ki dünyanın diğer ucu kadar uzaktır insana ama dokunabilirsin, hissedebilirsin dokunduğunu, sıcaklığını, kalp atışını. Görebilirsin gözlerindeki ışıltıyı, parıl parıl parlar gözlerini oyarcasına. Yürürsün hiç durmadan, yorulmadan, bıkmadan ulaşmak için, görmez gözlerin başka bir şey hedeften başka.
Yana yana küle dönersin kor alevler içinde farkında olmadan. Farkında olmadan tükenmiştir zaman gidersin gülümseyerek istemeden.
Hiç bakmazsın arkana, ihtiyaç yoktur çünkü, tek hedef vardır uzağı yakın etmek ve dokunmak, hissetmek sıcaklığını dokunduğunun, alev alev yanarcasına.

Salı, Eylül 26, 2017

Dedenin Torunu Tekrar Çatı Katında

"Hanımı uyanır"

Gece Çalışması

                Bir an önce diğer defterleri veya yazılıp çizilenleri bulmak için can atıyor ve sabırsızlanıyordu torun. Karısıyla konuşmayı denemişti bu konudaki düşüncelerini. Nedense karısı çok fazla ilgilenmiş görünmüyordu kendisine. Neden ilgilensindi ki, her ilgilendiği şeyle ilgilenmek zorunda değildi elbette ama ilgileneceğini düşünmüştü işte. Kendisi olsaydı onun yerine ilgilenir miydi? Ya da ilgileniyormuş gibi görünerek geçiştirir miydi? Cevabını vermek zordu içindeki duygular içinde, ilk anda ilgilenirdim elbette o benim karım ve onun duygularını önemsiyorum cevabını yapıştırıverdi kendince kendi içine bakarak. Evlilik denilen böyle bir şey değil miydi? Kim bilir belki de!

Pazartesi, Eylül 25, 2017

Dedenin Yalnızlığı

Dedenin Yalnızlık Duygusu
"Yemek hazırlığı"

Birkaç gün önce pazardan aldığı iki kilo yeşil fasulyeyi yemek yapmak için hazırlamayı düşündü otururken. Aylardır çalmayan cep telefonu her zaman yanı başında durur, arada bir yoklar sesinin açık olup olmadığını. Bazen sessize alırdı canının çok sıkkın olduğunda, çalmasını duymadığı zamanları hatırlayarak.

Perşembe, Eylül 21, 2017

Böyle Şakaya Can Kurban

Torunun Karısına Yaptığı Şaka

                Dedenin Torunu balkonda oturuyordu karısıyla birlikte ama kafasında okuduğu not halindeki bazısı birer, bazısı da birer satırdan fazla olanlar dolanıp durdu ve aklına takılmışlardı.
                Yanına yıldız işareti konmuş ve üzeri sonradan çizildiğini düşündüğü satır: “Yarınsız yarınlar-beklentisi kalmamış yarınlar- ‘ın planı yok!”
                Yanında yıldız ve soru işareti olan bir not daha: “Dünyayı kurtarmanın yolu çok basit: İnsanların karınlarını doyurmayı başardığımızda Dünya kurtuldu demektir, başka yer aramaya gerek yok.”
                Sol yanında ‘- ‘çizgisi olan satırlar:
                “Aç insan güvensizdir, güvensiz insan istikrarsızdır, üretken değildir.”
                “Açlık karın tokluğundan öte, bilgi açlığıdır da aslında. Bilgisiz insan gereksiz ve fazlalık, aynı zamanda da zararlıdır doğaya ve kendine; Fark etmez bunu.”

Çarşamba, Eylül 20, 2017

Issız Ormanda Çalan Islık

Cevap
NEFES NEFESE KALAN KOCA

           İnsan yabancılaşıyor hissetmediği duygulara, uzak kaldığı insanlara; insanlıktan da uzaklaşıyor bazen.”

            Çekmiş olduğu sıkıntılar olmalı diye düşündürdü okuduğu dizeler, bir an kendini koymayı düşündü büyük babasının -dedesi- yerine.
          Empati yapacaktı ama tanımıyordu ki yeterince, “yeterince az kalır, hiç tanımıyorum hiç!” diye söylendi iç geçirerek. Derin bir nefes alıp okumaya devam etti bir süre daha.

Salı, Eylül 19, 2017

Torun'un okuduğu ilginç olan yazılar

"Gizemli yazı"

İlginç Bulunan Yazılar

             Beş satırlık bir dizeyi tekrarlamaya başladı, bir süre bıraktı okumayı ve ezberine almaya çalıştı dizeleri.

“ADAM
Zaman adam etmez insanı,
Adamlık mayadadır.
Adam olmayana,
Zaman bedava;
Harcar yalnızca,
Hovardaca.”

            Hoşuna gitmişti dizeler, tekrarladı bir süre dilinin ucuyla fısıldayarak. Birisi duysun istememişti belli ki.
Bir süre tekrarlamadan sonra “Ne demek istemişti acaba?” diye sordu kendine.

Pazartesi, Eylül 18, 2017

Büyük-Büyük Babanızın Günlüklerini Bulsanız, Ne Hissedersiniz?

Kaybolan Koca!
"Komşuluk"

Yanı başında onun çevirdiği sayfaları takip ediyor, bazılarını okumaya çalışıyordu, kocasının çevirme hızına yetişemiyor ama kocasına bir şey söylemek istemiyordu. Yazılar çok kötü görünüyor ve okumakta zorlanıyordu yan taraftan. Nasılsa sonra okurum, kaçmıyor ya! Diye düşünerek üzerinde durmak istemedi. Kocasının dikkatini de dağıtmamış olacağını düşünerek nefeslendi ve hafifçe başını öne eğerek kocasının yüzünü görmek istedi. Çok yadırgamıştı bu günkü davranışlarını ve hala da devam ediyordu.

Pazar, Eylül 17, 2017

Anne, Sen Babamı Dövebilir misin?

Sahi Anne, Sen Babamı Dövebilir misin?

            “Sahi anne sen dövebilir misin babamı?” dedi annesinin gözlerine dikkatlice bakarak.
      “O nasıl söz oğlum, nereden aklına geldi böyle bir şey? Ben şaka yaptım sadece, ciddiye mi aldın yoksa?
    Hani baban bana 'kocacığım' diyor ya, o yüzden şaka yapmak istedim. Kavga hiç de hoş bir davranış değil, kavga etmemek için konuşarak çözeriz biz meselelerimizi babanla, öyle değil mi karıcığım” dedi annesi babasına bakarak.

Cumartesi, Eylül 16, 2017

Anket-Reklamlardan Rahatsız mısınız?

Anket 

ANKET

Yerleşik reklamlardan, rahatsız oluyor musunuz? 

Sizi rahatsız eden hangisi veya hangileridir?

O da Ne?

Karısına “Ne Oldu Sana Kocacığım?” dedi.
"Aile yemekte"

            Adımları hızlandı aniden, kayıyordu ayakları, koşturmaya başladı. Kendini mutfakta buluverdi, oturmuştu yerine, koltuk altında defterlerle birlikte, hanımına bakıyordu arkasından. Ne kadar alımlı vücudu olduğunu fark etti, aklından sarılmak geçti birden ama fırça yemeyi göze alamadı “otur oturduğun yerde!” dedi fısıltıyla kendi kendine.
            Bir anda döndü hanımı şaşırmıştı karşısında kocasını görünce, o da ne?
               Koltuk altında defterlerle oturmuş, buz gibi bir robot vardı karşısında, daha da şaşırdı, köfteleri tavadan alıp tabağa koyduğu çatal düştü elinden.

Cuma, Eylül 15, 2017

Dedenin Torunu, Günlük Defterlerini Buldu

Defterler Koltuğunun Altında
"Anne köftem olmadı mı daha?"

Dedenin Torunu, etrafına bakındıkça her şey gözlerinde büyüdü, durakladı epeyce bir süre oturdu yerdeki kolilerin üzerine bekledi. Nefes alışları hızlanmaya başlamıştı. Oldukça fazla kaldığını düşündü bir anda.
Yemek vaktinin yaklaştığını düşünerek bu günlük bu kadar karıştırmak yeterdi. Bugün yetmezdi burasını düzenlemeye, en az bir hafta isterdi, kabaca elden geçirilmesi. Kataloglaması, düzenlemesi, sınıflarına, cinslerine ve konularına göre çalışmak gerekliydi. Her şey elinin altında olmalıydı bundan sonrasında, her istediğini bulabilmeliydi el attığında.
            İki, üç belki dört, ne bileyim belki de daha fazla nesil vardı bu yığınlar içinde. Her bir yaşam kırış buruş bir şeylerin üzerinde yazılmış çizilmiş ve yaşanıp bir köşeye tıkıştırılmışlardı. Hayata dönmeliydi bütün bu yaşamlar, nefes alabilmelilerdi, havayla temasları gerekliydi Torun'a göre.

Perşembe, Eylül 14, 2017

Dedenin Torunu Günlüğü Bulabilecek mi?

Gözüne Takılan Ahşap Kutu

            Hayali seyretmenin zamanı mıydı sanki diye düşünerek hareket etti. Ayaklarını oynatmaya çalıştı sıkıştığı koliler arasında. Etrafına tekrar bakındığında bir kamyona yakın eşya vardı neredeyse orada.
        Her birini tek tek elden geçirmeli tekrar diye düşünüp şimdilik o defterleri bulmaya odakladı kendini.
         Heyecanı arttı birden, ayrılmak istemediğini hissediyordu oradan. Buralarda bir yerlerde olmalıydı kendisine göre.
            Ahşap kasa şeklindeki kutudaydı bütün dikkati, tahtalarının aralığına parmak sığmıyordu, içini de göremiyordu, bir an tahtanın birini sökmeyi düşündü ama nasıl yapacağını bilemiyordu o anda.

Çarşamba, Eylül 13, 2017

Hangi Koliyi Açsam?

Parmak Orkestrasının Çaldığı Melodi

            Kararsız gibi görünüyordu hangisini açacağı konusunda. Her birine dokunarak yukarıdan aşağıya doğru hareket ettirdi parmaklarını, iki elinin baş parmakları hariç dörder parmağı da koliden koliye geçerken güzel bir melodi oluşturuyorlardı “pıt, pıt, pıtı pıtı pıt” diye devam etti bir süre parmaklar melodisi.
           Bu ismi kendisi koymuştu, sesle de eşlik etmeye başladı birkaç koliden sonra “pıt, pıt, pıtı pıtı pıt, ...”

Salı, Eylül 12, 2017

Dedesinin Hayaliyle Konuşan Torun

Hatırladım Dede
"Eski ev"

Bu evi yeni yapmıştı babası ama eski evi-babasının ve dedesinin evini- yıkmadan korumuştu, anıları vardı o evde ve zaman zaman gidip oturuyordu orada yalnız başına. Babasının yaptıklarına bir türlü anlam veremiyordu çocukluğunda ama yetişkinliğinde anlamaya başlamıştı onu-babasını- kendisini de çekmeye başlamıştı o ev ve çatı katı. İşte oradaydı şu anda kendisi de. İlk adımını atar atmaz dedesinin sesini duyar gibi oldu birden ve tüyleri diken diken oldu. Etrafına bakındı, karmakarışık kolilerden ve oraya buraya atılmış bir sürü eski eşyadan başka bir şey göremiyordu. Duyduğu ses “hatırlıyor musun evlat konuşmamızı?” diyordu, yüzünde gülümseme vardı.

Hasta Yaşlı Adamın Söylediği Sözler

Çatı Arasından Çıkan Günlükler
"Günlükler"

            Bir gün evde kaldığında canı sıkılmış, televizyon karşısında oturduğu yerden hırsla kalkıp kitap kolilerinin bulunduğu çatı katına yöneldi. Koşturarak yürüyordu ve farkında değildi durumunun. Ayakları kayarak gidiyordu adeta. Çok kez karıştırmıştı o kolileri, hatta çoğunu da kendisi koymuştu kutuların içine.
            Evi genellikle karısı evirip çevirirdi, yanına çağırır bir kaç kadın -bazen eş, dost- her köşeye varıncaya kadar elden geçirirler ve ortalıkta görünmesini istemediği şeyleri, ne olursa olsun bir karton kutuya tıkıştırırlar ve ne olduğuna bakmazlardı hiç bir zaman; evliliklerinin ilk zamanlarında böyleydi ama bir defasında kendisine telefonda “senin gazete parçalarını ve eski kağıtları atacağım” dediğinde beyni sarsılmıştı adeta ve bir an donduktan sonra avazı çıktığı kadar bağırmıştı “hayııııır, çok önemliler benim için onlar, bir ara düzenlerim kalsınlar.” demişti ve şaşıran karısı sinirlenmiş biraz söylendikten sonra “tamam, he halin varsa gör” demişti.

Pazartesi, Eylül 11, 2017

Duyuru- Güncelledim ve Yayına Başladı Yeni Blog

Güncelleme
"Çatı arasından çıkan günlükler"

      Sevgili okurlar, 11 Eylül 2017 itibariyle,
      Bu blog sayfasını faaliyete geçirmeye karar verdim, epeyce bekledim ve düşünme fırsatım oldu bu arada. 
     İlk başlarda düşündüğüm projem farklı bir amaç içindi. Özellikle bazı arkadaş ve tanıdıklarla görüşmüştüm, onlara yönelik faaliyetleri ve görselleri paylaşmayı düşünüyordum kendi isimleriyle, "Misafirler" ismi de oradan geliyordu ancak faaliyete geçmesi mümkün olmadı o projenin. Daha doğru bir ifadeyle, yeterli done sağlanması mümkün olmayacağı anlaşıldı bir süre sonra. 
       Durum netleştikten sonra ben de başka bir proje üstünde çalışmaya karar verdim. 

    Bu proje, adı üstünde bir günlük olacak. Eskilerden kalan bir günlük.