Cumartesi, Eylül 30, 2017

Ölümle Burun Buruna Yaşamak

Ölümle Burun Buruna

                Ah o pelte kılıklı yok mu, bütün işler onun başının altından çıkıyor. Oyuna getiriyor tepesinde dolaştığı insanları. Olacak iş mi? Hem tepesinde gezineceksin hem de madik atacak dalga geçeceksin, hangi vicdana sığar böyle bir nankörlük.
                Şimdi diyeceksiniz siz de: “Ne ilgisi var ne demek istiyorsun? Hadi oradan, saçmalıyorsun?” evet saçmalıyor gibi görünüyor öyle değil mi? Biricik dediğimiz başımızın üstünde taşıdığımız, ayağını yere değdirmeye kıyamadığımız biricik kıymetlimiz beyin bize oyun oynuyor bize bazen, bazen de sıklıkla.

                Ne derler “Söyleyene değil, söyletene bakacaksın.” Evet beyni kullanana bakmak lazım her halde. Ya suyunu eksik veriyor ya da tuzunu. Yağına akaryakıtına da bakmıyordur varsan baksan. Bu kadar şeyden sonra gel de iyilik bekle sen ondan, elbette kendi kafasına göre takılacak, bazen hovardalık yapacak seninle dalga geçecek, bazen yan gelip yatacak keyfine bakacak güneşin batışını seyredecek tepeden. Kim bilir bulutlar üstünde de uçuyordur zaman zaman.
                Her şey beyinde başlıyor ve beyinde bitiyor mu?

                Biz ihmal ediyoruz kendimizi ve kendisini zatı alilerini beyin paşayı. Onu aylak bıraktığımız zaman ya davulcuyla ya da zurnacıyla eğleniyor kendince bize sormadan. Okyanuslarda yüzüyor, havalarda uçuyor bazen de ayak dibimizde sürünüyor bize çaktırmadan.
                Ölümü hissetmek nereden geldi aklıma durup dururken? Beyinden geldi, benim pelte kılıklı dürttü beni yine. Yaşanılan dünyada kendine uğraşacak bir şeyler bulamadığı zaman tatile çıkarıyor kendini, tatil uzun olunca siz de bilirsiniz ki dönüşte çalışmak zor gelir, hatta ölüme gidiyor gibidir.
                Bir süre tembel tembel oturduğunda canı sıkılır bazen ve kendine göre uğraşacak bir şeyler bulur, uğraşır bazen de bize uğraşacak bir iş çıkarır, gıcıklığından.
                Artık durum açıkça ortaya çıkmaya başladı son yıllarda, beyinde salgılanan hormonlara göre gelişiyor duygu durumları. Tavuk yumurtadan mı, yumurta tavuktan mı? Döngüsü yaşanıyor. Duygularımıza göre hormon, hormonlara göre duygu, işinize gelirse diyor. Beslenmenin önemi yok mu? Var elbette. Enerji gerekli işleyebilmesi için. Yeterli enerjiyi bulamadığı zaman kaytarıp işin kolayına kaçıyor ve daha az veri işleyip yarım yamalak yapıyor işini.

                Yarım yamalak işler çoğaldığında da kendisi de memnun olmuyor aslına bakılırsa yaptığı işlerden ve ortalık birbirine karışıyor.                 Hani diyoruz ya “duygularım karman çorman.”  Bir süre sonra da içinden çıkılmaz oluyor her şey ve ölümü burnumuzun ucunda hissediyoruz sık sık. Sık sık olunca da bir şey kanıksamaya başlıyor ve kabulleniyor durumu kendini geriye çekmeye başlayıp enerji harcamasını asgariye indiriyor geridekileri kollamak için.
                Başa göre tarak, işinize gelirse diyor. Elinden geleni arkaya koymuyor ve sonuna kadar direniyor kendince. Anlatmaya çalışıyor gelişmelerle, “gör beni” diyor ama ne gören ne duyan oluyor.


17/

                                                                                                                Dedenin Torunu


Görsel: Google Görseller

2 yorum:

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.