"Halüsinasyon" |
Bugün öğleden sonra geç kalkabildim
yine. Uzun bir süredir böyle durum, geceleri nöbetteyim, her ihtimale karşı.
Dün akşamdan iyiydi durumu, suratı düzelmişti oldukça ve bir atak olması ihtimali üzerinde durdum ve atağın geçtiğini düşünmeye başlamıştım.
Dün akşamdan iyiydi durumu, suratı düzelmişti oldukça ve bir atak olması ihtimali üzerinde durdum ve atağın geçtiğini düşünmeye başlamıştım.
Saat
15:00 sularıydı kalktığımda ve sopa yemiş gibi ağrıyordu her yanım.
Dinlenememiştim. Mutfağa geçtim kahvaltı için, mutfakta su koydum çaydanlığa
ısınsın diye ve geriye dönüp bakmak istedim odasına. Sandalyesinde bacak bacak
üstüne atmış teşbih çekiyordu ve keyfi iyiydi ancak keyfimin kaçmasına neden
olan şey eşyalarının toplanmış olmasıydı.
Halüsinasyonda
olduğu şüphesi arttı yine bende. “Yine hazırlanmışsın, yolculuk mu var?” dedim.
Bana bakarak gülümsedi “sen dedin ya akşam, ‘ben 14 de uyanırım ondan sonra
gideriz’ diye.” Dediğinde kan beynime fışkırdı ve tüm dünyam karardı yine.
Sakin olmaya çalıştım.
“İlaçlarını
aldın mı?” dedim. “Aldım” dedi ama almadığı belliydi durumdan, bütün eşyaları
toplanık olduğu için anlamıştım bunu. “Haydi sen ilacını al da gezmeye git
biraz” dedim, kahveye gidip gelmesi onu halüsinasyondan çıkarıyordu. “Tamam”
dedi ve 16:00 ilacını alarak telefonunu yanına aldı kapıdan hole geçerken
“Gelecek bir şey var mı?” diye sordu her zaman yaptığı gibi.
Ekmek
vardı yeterince “sigara” dedim sadece.
İştahı kesik olması nedeniyle yarım kuru ekmek yemiş yemek olduğu halde.
Gelecek
kış pek iyi geçmeyecek anlaşılan. Çünkü güneşin iyi olmasında etkisi olduğu
kesin. Kış aylarında kahveye çıkamadığı zamanlar daha da kötü oluyor ve
halüsinasyonlar artıyor. Bu kış daha da artacak anlaşılan.
Tek
korkum yalnız olmamız nedeniyle daha da kötüleşmesi perişanlık demekti benim
için. Hem uykusuzluk hem de her şeyiyle birebir ilgilenebilmek nasıl olacak bir
türlü çözebilmiş değilim. Tek aklımdan geçen o duruma gelmeden eli ayağı
tutarken göçüp gitmesinin iyi olacağı. Kendisi için perişanlıktan kurtulmak
olacak böylesi.
Ne
kadar da acımasızım ben diye düşündüğümde yine de başka çaremizin olmadığını
görüyorum. Şu haldeyken bile yeterince ıstırap ve acı çekiyoruz zaten.
Çok
farklı bir tecrübe ve yaşam bu yaşanılanlar ve başkasının anlamasını da
beklemiyorum. Dışarıdan görünenle içeride yaşanılan ve hissedilenler farklı.
Anlatımı da mümkün değil. Kime anlatacaksın ki? Kendine bile anlatmaya
korktuğun ve anlatamadığın şeyleri.
22/
Dedenin Torunu
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.