Borsa ve Foreks konusunda çok şey öğrendim ama canımın tezliğinden sabır gösteremedim ve kaybettim. Fena sayılmazdı kayıp miktarı ama kendime seans parasına saydım kaybettiklerimi, öğrenmemin bedeli saydım. Bir iş kurup zarar ettiğimi düşündüm ve kabullendim kolaylıkla. Bu yüzden borsa ve foreksle ilgili programları izlerken farklı bir gözle değerlendiriyorum her şeyi. Ha unutmadan iktisat, ekonomi hakkında da çok şeyler öğrendim bu arada. En zayıf ve bilgisiz olduğum alanmış iktisat, ekonomi yani para bilimi hakkında zır cahil olduğumu anladım bedelini fazlasıyla ödeyerek.
Yanlış
eğitildiğimi de anlamış oldum. Nasıl mı? “Para kazanmak kolaydır önemli olan ve
zor olan harcamasıdır, uygun harcama yapmak, yerine göre harcama yapmak
önemlidir, para önemli değildir, el kiridir...” gibi felsefelerim vardı. Hatta
babamın bir mektubunda da bu tarz bir soruya cevap vermiştim ona aynısını ve
onaylanmıştı. Demek ki o da yanlış felsefedeymiş ki bir şey yapamadı birçok
fırsatları varken elinde. Ya da yapmayı düşünemedi belki de.
Son
zamanlarda bir şeyi çok düşünmeye başladım. Belki de ilk defa bu kadar fazla
ihtiyaç duyduğum için böyle düşündüm. Bugüne kadar böyle şeyleri düşünen ve
ihtiyaç duyan kaç kişiler, kaç bin, kaç yüz bin belki de milyon hatta yüz
milyonlar düşünmüştür bu dünyanın bir yerlerinde.
Şöyle insan
aciz, yalnız ve kimsesiz hissettiğinde kendini, birkaç dakikalığına da olsa
kendisini dinleyecek ve elimizden geleni yaparız, meraklanma çaresi var, yalnız
değilsin, kendini yalnız hissetme diyecek bir yerler, birileri ya da kurumlar
olsa kurumlarda memur bile olsalar işlerini yapmış olmak için bile yapan
birilerinin varlığını hissetmek bile insanı rahatlatıyor.
24 saat
uyanık olmak zorunluluğunu hissetmek bile çok kötü bir duygu, ne kadar
süreceğinin bilinmemesi bir o kadar daha zor. Uykuyu unutuyor insan. Bazen
özlemini çekiyor insan derin bir uykunun ve uyandığında dinlenmiş hissetmenin
ne demek olduğunu unuttuğunda daha da önemli oluyor.
Çocuk yani
bebeklik durumu ve ebeveyn olmayla kıyasladım durumumu. Ama kıyaslanması bile
hata olur çünkü çok farklı şeyler ve çok ayrı kulvarlarda seyreden iki farklı
durum sadece. Birbirine benzediği düşünülür genellikle. Hele dışarıdan bakan
gözlere göre tıpkısının aynısıdır.
“İnsanlar
bebek olarak doğar ve yaşlandığında da bebekleşirler” diye düşünülür, bebekle
ilgilenildiği gibi ilgilenilmesi gerektiği kabul edilir. Kimsenin de
yapabildiğini düşünemiyorum. Bebekler sürekli öğrenirler ve gelişme halinde
olurlar, hataları bile sevimlidir, saklayamazlar bir şeyi hatta biraz daha
iddialı bir cümle kurarsam sanırım hatalı olmaz. Bebekler kasıtlı bir şey
yapmazlar mutlaka arkasında merak ve öğrenme vardır.
Yaşlılıkta
böyle değildir. Bilmişlikleri vardır ve büyüttüklerinin yaptıklarıyla
yetinmesini bilemezler çünkü en iyisini kendilerinin bildiğini düşünürler, işte
bu yüzden genellikle memnun edilemezler çoğu zaman. Kasıtlı davranışları olur,
hele bir de inatlarını derseniz tamam derim ben de. Yaşlılık başka bir şey.
Ben
yaşlılığımda ne kimseye yük ne de bir rahatsızlık vermek istiyorum. Kimse de
üzülmesin benden dolayı, bir varmış bir yokmuş olmak istiyorum. Şimdilik böyle
duygularım, zamanla neler olacak bilmeden ve kestiremeden yürüyeceğim bu
yollarda. Çoğunluğa olan bana da olacaktır mutlaka, eğer şanslıysam kimselere
yük ve eziyet olmadan yükümü kendim taşıyarak temiz bir şekilde, inanların
gönlündeki hasretimle giderim umarım. Gelecek günler çok şeylere gebe be
gündeşlik.
19/
Dedenin Torunu
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.