“Tüm Masumluğu Oturmuş Üzerine”
Hangisi? |
Balığı
bitirdikten sonra salataya başladı. Hepsini bir arada yiyemiyor, sırayla
tüketiyordu önündekileri. Sofrada ne varsa her birinden sırayla başlayıp tüketerek
devam ediyordu. İlk dikkatimi çektiğinde özellikle, salatayı göstererek “Salata
yemiyor musun?” diye sormuştum. Aldığım cevap “yerim, dursun” idi. Ondan sonra
hiçbir şey demedim daha. Yine öyle oldu, önce balığını bitirdi sonra salataya
devam etti. Oldukça fazla tüketiyor olması dikkatimi çeken bir durumdu ve
ilaçlardan dolayı olduğunu düşünüyordum, çünkü ilaçlardan birisi iştahı açılsın
diye verilmişti ve doktorumuz özellikle bahsetmişti, iştahsızlık durumundan.
Geniş
bir tabakta olan salatanın da tamamını bitirdikten sonra “ellerine kollarına
sağlık, doydum” diyerek kalktı masadan ve lavaboda ellerini yıkadı gelip üçlü
koltuğa uzandı sırt üstü. Belinin kamburluğundan tam sırt üstü yatamıyor hafif
yan dönerek yatıyordu her zaman. Önceleri bebek hali diye düşünmüştüm,
bebekleşiyor insan yaşlanınca diye kabullenmiştim ve davranışlarını bu duruma
göre değerlendirmeye alıyordum.
Bazen
öyle oluyordu ki, üç yaşında çocuklar bile yapmazdı onun yaptıklarını, o zaman
da kızıyordum ister istemez; kendime engel olamıyor ben de bir şeyler
söylüyordum yaptığıyla ilgili, doğrusunu nasıl yapacağını anlatıyordum
sonrasında da. Başını sallayıp hiçbir şey söylemiyordu. Çok zaman
anlamadığından emin oluyordum ama yapılacak bir şey yoktu. Elimden gelmiyordu
çünkü fazlası. Tüm masumluğu da üzerindeydi. Psikiyatristimiz de kontrolün
birinde “tüm masumluğu da oturmuş üzerine” demişti kendisine bakarak. Yüreğim kıyılmıştı
o zaman, benim boylu poslu dimdik babam diye düşünerek.
Ödül
koyduk kendimize. Yaklaşık 1500 metre uzaklıkta anıt var, anıta kadar hiç
dinlenmeden varışta ne isterse yapacak veya alacaktım kendisine. “Tamam
demişti” ümitsizce. Daha yüz metre yürüyemezken 1500 metre hedef imkânsız bir
şeydi onun için ama beni kırmak istemiyordu ve itiraz etmediğini düşündüm ben
de.
Yemeğini
yer yemez uzanması iyi bir şey değildi ama daha fazla zorlayamıyordum kendisini
ancak anlatmaya çalışıyordum ne olabileceği konusunda. Kalp krizini
tetikleyebilirdi örneğin bu kadar çok yiyip hemen uyumak. Nefes alışları zaman
zaman epeyce kesiliyor ve zorlanarak nefes aldığı oluyordu. Bazen su dibinden
su yüzüne çıkmış nefes almaya çalışan birisi gibiydi.
Ben
balığımın keyfini çıkarmaya çalışıyordum kendimce, bir duble rakı koymuştum
kendime, “sen de ister misin?” dediğimde. Ses tonu biraz sertleşerek “hayır,
sen de içme, burnun kanar, birinde nasıl kanadıydı da zorla dindirmiştik, yine
öyle olmasın” demişti dik dik gözlerime bakarak. Suratında da kırmızılık fark
ettiğimi düşünmüştüm sinirlenmesinden dolayı.
Bahsettiği
burun kanamasını anlayamadım bir süre ancak sonraları konuşmaya başladıkça
birlikte, halüsinasyon etkilerini fark etmem kolaylaşmıştı artık. Dediklerini
az mı araştırmıştım internetten, her seferinde hiç olmayacak şeyler çıkıyordu
kendisiyle ilgisi alakası olmayan şeylerdi.
Bir
isim ve çiftlikten bahsediyor hanımım diye ama kişi ismiyle, çiftliğiyle var
ancak nereden alaka diye düşünüyordum sürekli.
Hafızasına nereden yerleştiği konusunda hiçbir fikrim yoktu. Günlerce
düşünüp araştırdığım çok şey oldu böylece ve anlamaya başladım durumunu.
Neredeyse
20-30 yıl ayrılığın ceremeleri bunlar diye düşünerek onun yerine kendimi
koyarak yol almaya çalışıyorum onu anlamak için. Yeni tanımaya başladım
kendisini, eskisinden eser kalmamıştı sanki. Duyguları, düşünceleri, hal ve
hareketleri her şey değişik geliyordu bana bildiklerimden. Bildiklerimi
kaldırıp yerine bambaşka ilgisi alakası olmayan şeyler koyuyordum zaman içinde.
Farklı bir yolla anlayabilmek mümkün değildi ona ayak uydurabilmek için onun
gibi değerlendirmem gerekiyordu bazen.
Dediği
şeyler çok saçma olduğunda onun ciddiyeti karşısında tamam diyemiyor sessiz
kalmayı tercih ediyordum bazen de tamam dersem, “dalga mı geçiyorsun sen
benimle salak mıyım ben” diyecek diye korku oluşuyordu içimde. Bana göre her
şey yavaş yavaş açığa çıkmaya başladı ancak kabullenmek o kadar çabuk
olmuyordu.
35/
Dedenin Torunu
Görsel: Google Görseller
Umarım hikayedir demek geldi icimden. Cünkü insanlar bir zaman dağ gibi duran birisini simdi kum gibi gördüğünde yikiliyor. Yaslilik zor malesef
YanıtlaSilANNESİ'nin PRENSES'i,
SilMaalesef hikaye değil, gerçek yaşamdan bir kesit sadece. Teşekkür ederim ilginiz için. :)
Allah yardimciniz olsun o zaman abi. :)
SilANNESİ'nin PRENSES'i,
Silteşekkür ederim.