Pazar, Ekim 22, 2017

El ve Parmak Kasları çalışması

               
Ev adresi
 
Evde yemek sürekli olmalıydı bana göre ve kendime özellikle görev edinmiştim.            İlk zamanlarda “protein plakları oluşmuş” ifadesini yanlış anladığımı değerlendirdim tekrar araştırıp düşününce, hatta bu yüzden kızmıştım “sürekli tavuk yumurtası mı yedin, yemek yapmaz mı insan hiç” diye; ama durumun başka olduğunu öğrenince protein kaynaklı besinleri tekrar beslenmesine dahil etmeye başladım. Kısacası hiçbir kısıtlamamız yoktu beslenmede.
                Eve geldiğimiz zaman hemen yemeğe başlıyorum ve en geç bir saat içinde soframız hazır olur daima.
           Ne hamaratım öyle değil mi? 😊 Bazen de değişiklik olsun diye ve aynı zamanda kendine güven gelsin amaçlı dışarıda yiyoruz akşam yemeğimizi. Çünkü insanlar içinde yemek yemeye çekiniyor döküp saçıldığı için ellerinin titremesinden dolayı. Kaşık, çatal tabağa çarptıkça ses çıkarıyor. Aslında ben de ilk zamanlar çok yadırgamıştım durumu ama sonraları kulağım alıştığı için melodi gibi gelmeye başladı artık.
                Gezilerimiz iki ana cadde arasında geçiyordu genel olarak. Mahallemizi iki taraftan boydan boya saran iki ana cadde var. Mahalleyi tanımaya çalışıyoruz bir taraftan, diğer taraftan da oturulup vakit geçirilecek yerleri öğrenmiş oluyoruz böylece.
                Adres öğrenmesi önemliydi bana göre. Bir yere gittiğinde veya başına bir iş geldiğinde yardım isteyebilirdi çevresinden kolaylıkla. Adresi bir kâğıda yazıp verdim eline ve cebinde taşımasını söyledim. Ezberlemesi için de konuştuk, birlikte çalıştık yemekten sonra. Bir günde olacak işler değil bunlar, haftalar hatta aylar alacak şeylerdi anlaşılan.
                Öğrendiğini zor öğreniyor ve çabuk, kısa sürede unutuyor. Sürekli tekrarlaması ve kullanması lazım yeni öğrendiği bilgiyi. Bilimsel anlamda en az yirmi kez tekrarlandığında ve kullanıldığında kalıcı olurmuş normal halde ama bizde 20 değil 100 olsa da çoğu zaman teori çürüyordu.
                Öncelikli hedefim ev adresini ezbere öğrenmesiydi, minibüs duraklarının isimleriyse sonraki adım olacaktı ve daha zaman vardı ona. Adresi yazmaya çalıştı bir süre. Zorlanıyordu tabii ki ama mecburiyet hissediyordu yapabilmek için. İyiydi bu gayreti, yazdıkları titremeden dolayı çoğu kelimeler veya harfler okunmasa da bu gayreti el ve parmak kaslarını çalıştırmaya yarıyordu.
                Çok uğraşıyordu bazen ve onu seyrederken çok üzülüyordum ister istemez. Bir süre çalıştıktan sonra tavla oynamayı teklif ettim. Aslında istemiyordu oynamayı ama beni kırmamak için kabul ettiğini hissettim. Her zaman beş el üzerinden oynarken “bu kez üç el üzerinden olsun” dedim ben de.
                41/

                                                                                                        Dedenin Torunu


Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.