Cuma, Ekim 27, 2017

Farkına Vardığım Boktan Hayatım

hayat
      Gece uyku gelmek bilmedi gözlerime, gözlerim uykuyla anlaşamıyorlar artık; sık sık kavga edip başıma da iş açıyorlar sürekli, bir türlü barıştıramadım onları. Geceleri birkaç saat de olsa uyuyamazsam günüm çok berbat geçiyor ve zaman zaman kalbim yerinden fırlayacak gibi ya da patlayacak gibi oluyor dönüşü olmayan yolculuk canlanıveriyor o anlarda gözümde. Sessiz sedasız, en fazla birkaç dakikalık hafif bir sızı ile karşılaşıp hafifçe derin bir uyku canlanıyor gözlerimin önünde ve ben gülümsemeye çalışarak kabullenip seyrediyorum yavaş yavaş nefes alışlarını ve son nefesini verişini görebiliyorum.
                Tuhaf bir duygu, insanın kendinin göçüşünü seyretmesi. İster istemez kabulleniyorum böyle durumlarda, kaçışım olmadığını biliyorum, yardım falan da istemiyorum bu anda, kabulümdür her şey ama sıkıntım var kalandan yana, rahat gidemeyeceğim.
                Farkına vardığım bir şey daha oldu uzun zamanlar öncesinde. “Kendini feda etmek” deyimi kulaklarınıza çalınmıştır bir şekilde. İşte o deyimin bizzat uygulayıcısının kendim olduğunu fark ettim, ettiğimde “ne salaksın oğlum sen, şu -boktan da olsa- dünyaya bir defa geleceksin eni boyu onu bile yaşayamadan sap gelip saman gidiyorsun dedim gecelerin karanlıklarında uykularım kaçtıkça, uykularımın kaçmasında bu da vardır her halde; olmaz mı bal gibi var.
                Uykularım kaçtı, kaçtıkça ben de uykularımdan kaçtım. Baktım olmuyor böyle boktan bir hayat bile olsa sonuçta benim hayatımdı boktan falan; boktan da olsa bir şekilde yaşamalıyım olabildiğince, yapabildiğimce, ne yaptım ben de biliyor musunuz? İnat ettim uyumamaya, mümkün oldukça uyanık kalıp boktan hayatımı yaşamaya, sap gibi, saman gibi; neye sayarsanız sayın işte. Böyle değişik bir yaşam sürdüm ben beni bildim bileli.
                Orta ve lise yıllarında bu konuda düşündüklerim geldi aklıma nedense, birbirlerine ulanıyor işte düşünceler ne yapayım, kovayım mı? Elimden gelmiyor ki, kimi nereden kovuyorsun sen? Sanki yaşadığı boktan hayat bile olsa seninmiş gibi!
Hesabım çok basitti ve apaçıktı. Gün yirmi dört saat ve yıl 365 gün altı saatti bilinen durumda eğer bir gün gelip onlar da değişmezse; işte 24 saatin mümkün olan en fazlasını gözlerim açık yaşarsam daha fazla yaşayacağımı ve zamanı daha iyi değerlendirebileceğimi düşünmüştüm -salaklıkmış- öyle de yaptım ve yaşadım; neredeyse ortalama -abartı değil, neden yaşlı görünüyorum sanıyorsunuz olduğumdan- 20 saat uyanık kalıyorum anlayacağınız, ne iyi değil mi?
İyi değilmiş, şimdi anlıyorum durumu; boktan olan hayat daha da boktanlaşmış ben ona o bana bakarken öküzün trene baktığı gibi. Hala da bakıyoruz biz birbirimize; ayrılamadık, iyi mi!
46/
                                                                                                    Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.