"Kelebek-Çiçek" |
Yaban
bülbülleriyle oldukça dertleşiyor kendi kendine. Kimsesiz ve çaresizliğin
getirdiği yükü tek başına taşımaya çalışır. Etrafında bir şey diyecek kimsesi
yok, bi çare durumdadır. Zaman zaman kendinin de şaşırdığı davranışları olur
ama kısa sürede fark ederek telafi etmeye çalışır.
“Gidiyorum
dediğinde; dur nereye? Diyenin olacak, yoksa eğer yalnızsın demektir veya bir
gün yalnız kalacaksın demektir.
Garantisi yoktur, her zaman güçlü kuvvetli kalabilmenin; bir gün gelir
bir fırtınaya tutulursan sallanmaya başlarsın, ayakların yerden kesilir ara
sıra; işte bu sırada tutunabilecek dallar olduğundan emin olacaksın etrafında,
yerini seçerken ona göre seçeceksin, tutundun tutundun; tutunamadın savrulursun
fırtına nereye götürüp bırakırsa. Ha bir şey daha; tutunduğun dal sağlam olacak
yeterli güçte, bileceksin tutunmadan önce, sessizlikte.
Sessizlik
tehlike işaretidir; kurtlar sofrası bu dünya, bir bakarsın kurt burnunun
dibinde ve saldırmış paçana; sızısını hissettiğin anlarsın kurt mu, çakal mı
olduğunu; bir de sürüyle varsalar vay haline o zaman; leşin bile bulunmaz,
yenilip yutulur dakikalar içinde. Kısaca börtü böcek yemi de olmak vardır bu
sofrada.
"Kök" |
Evlat,
sofra dediğin evindir, ocağındır; eştir, yoldaştır. Nazını çekmeyen yoldaşa
güvenme satılırsın bir gün. Yoldaş
yardır; yanı başında, kolunda; nefesini hissetmiyorsan her an ensende veya
soğukta yanan suratında; üşüyeceksin demektir ayaz gecelerde, saklın çıkayım
deme yola, yol bitmez ne kadar gayret göstersen de yolları bitiren adımlar
değildir; yoldaştır, yoldaş.
Her
yoldaş diye birlikte çıktıkların yoldaşlık edemezler, yolda dökülürler arada
birer ikişer, sakın bakma geriye; şevkin kırılmasın, yollar, kar, kış
korkutmasın seni; tek başına bile olsan, yeter ki bil tek başına olduğunu ve
tedbirini ona göre alırsın…”
“Sakın
kimseye alınıp darılma, bilesin ki zararın kendinedir yalnızca; kimse kimseye
zarar veremez kendisi istemedikten sonra. Kararlarını kendin aldığında,
sorumlulukları da senin omuzlarında dır, yüklenmesini bileceksin ve
isteyeceksin; kimseye yükleyemezsin, yüklenmezler; ola ki kandın, öyle sandın,
paylaştın, bil ki: ağırlaştıkça senin omuzlarına daha ağır olarak
yükleneceklerdir her biri teker teker; kendi kararlarının sorumluluğunu
yüklenmekten kaçınma ve havale etme kimseye…”
“Epeyce
değerlendirme yaptım kendime göre, ne bitmez şeylerle uğraşıp duruyoruz şu üç
günlük yaşamda; bir kelebek kadar bile olamadığımızın farkına vardım, vardım
ama artık benden geçti; hani, denir ya: ‘bir daha gelirsem Dünya’ya; ya da
tekrar aynı şeyi yapacak olsam …’ diye; boş laflardır sakın kanma, ne anlamı
var ki; yaşamayınca, denenmeyince tadına varılmıyor, öğrenilmiyor doğru eğri.
Kalbinin sesini iyi dinlemişsen kararın büyük oranda doğru demektir, aksi halde
deneyimdir senin için; bir daha değil bin defa da gelsen ve yüz bin defa da olsa
yapsan her seferinde değişecektir sebep ve sonuçlar çünkü: hiçbir şey yerinde
saymıyordur bu dünya da zaman diye bir canavar var yer yutar her şeyi ‘zaman en
iyi öğretmendir, ne yazık ki bütün öğrencilerini öldürür’ diye bir söz
duymuştum veya okumuştum bir yerlerde çok çoook eskilerden; aynen öyledir,
doğrudur vesselam; ne acı değil mi? Kısaca güvende değiliz hiçbir şekilde tek
güvencemiz yanı başımızda bulabileceğimiz bir nefes, nefestir ki bizi diri
tutar, ısıtır üşümekten korur; tutunacak dalımızdır fırtınalarda.”
45/
Devam edecek...
Devam edecek...
Dedenin Torunu
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.