Cuma, Ekim 20, 2017

Edi İle Büdü

Ben istemez miyim?
"Edi ile Büdü"

                Kahvenin bahçesinde yola yakın bir masaya oturuyoruz boş olduğu zaman genellikle aynı masa oluyor. Yolun hareketliliği ve aynı zamanda yaya kaldırımının hareketliliği işimize yarıyor halüsinasyona girmesini kısmen engelliyor dikkatini çeken hareketler. Bazen hareketsiz olduğu zaman ortam sabit bir noktaya takılıp kalıyor. 
               Suratı da kızgın ve mat göründüğü için karşısındaki insanlar kendisine bakıldığını düşünerek rahatsız olabilirler düşüncesi oluşuyor bende o nedenle laf atarak konuşturmaya çalışıyorum havadan sudan bahaneler yaratarak.
Belki de bende de var alınganlık veya korkuya benzer şeyler, çünkü kendimi iyi hissetmiyorum kendim de farkındayım durumumun ama derecemi kestiremiyorum. Aynaya baktığım zaman suratımın ve gözlerimin halini beğenmediğim için uzun zamandır aynaya bakmaz oldum, tıraştan tıraşa ancak bakıyorum o da haftadan haftaya ortalama olarak.
Edi ile Büdü oluverdik birden ve birbirimizin bastonu gibiyiz sanki baba oğul olarak. Görenler genellikle beni yaşlı sanıyorlar ama abi kardeş olarak değerlendiriyorlar. Ben düzeltme ihtiyacı hissetmiyorum, bazen delikanlı böbürlenerek “oğlum” diyor merak edip soranlara.
                Ben çay içtim, delikanlı da ayran içti, bir süre oturduk. Ben gazetelere göz attım. Gözlerim yorulmaya başladı. Kaslar geriliyordu ve ağrı yapıyorlardı bazen. Gözlük derecesi değişmiş olmalı, bir fırsat yaratıp baktırmalı diye düşünerek bıraktım gazeteyi masanın üzerine. Sağı solu seyrettim gailesiz olarak.  Sigarayı oldukça sıklaştırdığım dikkatimi çekmeye başladı. Boşta kaldığım zamanlar tek meşgul olabileceğim bir şeymiş gibi kullanmaya başladım sanki sigarayı. Akciğerimde hafif bir yanma da hissediyorum geceleri.
                İki saate yakın zamanımız var öğle yemeğine. Kalkıp yürümeye başlasak iyi olacak. Hesabımızı ödeyip ayrıldık kahveden ve yürümeye başladık. Bazen sinirlerimin gerildiği oluyor hareketlerine. Ben yavaşladığım zaman o da arkamda yavaşlıyormuş gibi geliyor, hızlandığım zaman hızlanıyor sanki. Aramızdaki mesafe ne fazla açılıyor ne de kapanıyor. Özellikle yapıyor diye aklıma takılıp bazen sıkıştırıyorum.
                Bir seferinde sinirle geriye dönüp bekledim ve yaklaştığında “mahsus mu yapıyorsun sen bunu?” diye çıkıştığımda “mahsus mu yaparım oğlum, adım atılmıyor, kasıyor, zorlanıyorum. Ben istemez miyim hızlı yürümeyi?” dedi bana, gözlerime bakarak. Bir duygu ifadesi fark etmiştim gözlerinde o zaman. Suratında ter tomurcukları vardı.
                Canım acıdı, dediğime pişman olup üzüldüm “dinlenelim mi?” dediğimde “dinlenelim şurada” dedi bankı göstererek. Oturdu, ben de yanına oturdum ve hemen bir sigara yaktım. Sigaram bittikten sonra biraz daha oturmaya devam ettik. Sigarayı hızlı çekiyorum demek ki çabuk bitiyor, bir sigara birkaç dakika sürmüyor
                                    
  39/

                                                                                Dedenin Torunu


Görsel: Google Görseller

4 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Aytül Örcün - Ayna Hikayesi,
      Üzgünüm, üzülmenize sebep olduğum için.

      Sil
  2. Annemle, acısıyla tatlısıyla anılarım olabildiği için şanslıyım yine de.Üzülmeyin 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aytül Örcün - Ayna Hikayesi,
      Teşekkür ederim,
      Evet, insanın sevdiğiyle birlikte olan anıları her zaman acısı ve tatlısıyla da olsa önemli, bazen yaşam kaynağı oluyorlar. :)

      Sil

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.