Mahpushanem |
Yalnızca Bir Gün
Bazen
öyle oluyor ki, umutsuzluk içinde kara bulutlar sarıyor her yanı ve zifiri
karanlıklar içinde yüzüyorum sanki, el yordamıyla bir şeyler bulmaya
çalışıyorum ama ne aradığımı da bilmiyorum aslında. Ne aradığımı düşünüyorum o
anda, aklıma gelen bir şey de olmuyor. Tuhaf sorular gelmeye başlıyor geleceğe
dair. “Ölürse, nereye gömülecek?” “Ötenazi istesem dikkate alan olur mu?”
“Neden ötenazi istenir?” “Yalnız nasıl halledeceğim tüm defin işlerini?..”
saçma sapan fikirler içinde yüzüp duruyorum sürekli.
Sorun
bendim, kendi kendime sorunlar üretip duruyorum aslına bakıldığında ama önüne
geçemiyorum farkında olsam da işin kötü tarafı da bu zaten. Kimsenin sana bir
şey yaptığı veya yapmaya çalıştığı bir durum olmadığı halde kendi kendine
sorunlar üretip sonrasında da onlardan kocaman bir yumak yapıp yuvarlarken
altında kalmak. İşte böyle, benim sorunum kendimle başlıyor ve kendimle
bitiyor. Bu yüzden kimseye de bir şey diyesim yok.
Bir
gün, bir gün sadece; kendime ait bir günüm olsun, yalnızca kendim için
yaşayayım istiyorum bunu bile beceremiyorum ne kadar çok istesem de. Her an
birileri bir ucundan dalıyor içeriye ve çekiştirip duruyorlar sağından solundan
ve benim günüm bana ait olmaktan çıkıveriyor bir anda. Afallayıp kalıyorum
bende günümün mahvolmasını izlerken.
Kendime
ait bir gün yaşayabilsem belki de devamını getirebilirim diye düşünmek bile
beni sevindirmeye yeni bir başlangıç hevesine kapılmama yetip de artıyor bile
birkaç dakika bile olsa ama elden hiçbir şey gelemeden bir anda
siliniveriyorlar ve yerini saçma sapan soru ve düşüncelere bırakıyor o güzelim
düşünce ve duygular.
Bir
an kararlı bir şekilde direnç göstermeye çalışıyorum hatta kızgınlıklarımı
üzerime çekip kor topuna dönersem belki daha kolay olur diye var gücümle
yükleniyorum. Kendime tuhaf gelen kılıktan kılığa bürünüp düşmanlarımı
aldatmaya uğraşıyorum. Yakalanıyorum kısa süre içinde ve yine mahpushaneme
gönderiyorlar gerisin geriye.
Mahpushanem
bana ben de mahpushaneme alışmışım galiba rahatlık hissetmeye başladım, bir
süre de olsa dışarıda gezintiden sonra geriye dönmüş olmaktan. Asıl mahpushane
insanın kafasının içinde olunca dünyanın her yeri mahpushane olmaktan
kurtulamıyor. Kafamın içinde dönüp dolaşan saçma sapan ve aslı astarı olmayan
bir sürü saçmalıkların ortadan kaldırılmasının bir yolunu bulmak zaman alacağa
benziyor, neresinden başlayacağını bilmemek işin en kötü tarafı. Çorap söküğüne
benzemiyor çünkü, tuttun mu bir ucundan gerisi gelmeyecek. Ben hepsinin de
ucundan tutuyorum zaten bırakmayasıya.
57/
Dedenin Torunu
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.