Çarşamba, Kasım 08, 2017

Ne Arıyorum?

Mahpushanem

Yalnızca Bir Gün

                Bazen öyle oluyor ki, umutsuzluk içinde kara bulutlar sarıyor her yanı ve zifiri karanlıklar içinde yüzüyorum sanki, el yordamıyla bir şeyler bulmaya çalışıyorum ama ne aradığımı da bilmiyorum aslında. Ne aradığımı düşünüyorum o anda, aklıma gelen bir şey de olmuyor. Tuhaf sorular gelmeye başlıyor geleceğe dair. “Ölürse, nereye gömülecek?” “Ötenazi istesem dikkate alan olur mu?” “Neden ötenazi istenir?” “Yalnız nasıl halledeceğim tüm defin işlerini?..” saçma sapan fikirler içinde yüzüp duruyorum sürekli.
                Sorun bendim, kendi kendime sorunlar üretip duruyorum aslına bakıldığında ama önüne geçemiyorum farkında olsam da işin kötü tarafı da bu zaten. Kimsenin sana bir şey yaptığı veya yapmaya çalıştığı bir durum olmadığı halde kendi kendine sorunlar üretip sonrasında da onlardan kocaman bir yumak yapıp yuvarlarken altında kalmak. İşte böyle, benim sorunum kendimle başlıyor ve kendimle bitiyor. Bu yüzden kimseye de bir şey diyesim yok.
                Bir gün, bir gün sadece; kendime ait bir günüm olsun, yalnızca kendim için yaşayayım istiyorum bunu bile beceremiyorum ne kadar çok istesem de. Her an birileri bir ucundan dalıyor içeriye ve çekiştirip duruyorlar sağından solundan ve benim günüm bana ait olmaktan çıkıveriyor bir anda. Afallayıp kalıyorum bende günümün mahvolmasını izlerken.
                Kendime ait bir gün yaşayabilsem belki de devamını getirebilirim diye düşünmek bile beni sevindirmeye yeni bir başlangıç hevesine kapılmama yetip de artıyor bile birkaç dakika bile olsa ama elden hiçbir şey gelemeden bir anda siliniveriyorlar ve yerini saçma sapan soru ve düşüncelere bırakıyor o güzelim düşünce ve duygular.
                Bir an kararlı bir şekilde direnç göstermeye çalışıyorum hatta kızgınlıklarımı üzerime çekip kor topuna dönersem belki daha kolay olur diye var gücümle yükleniyorum. Kendime tuhaf gelen kılıktan kılığa bürünüp düşmanlarımı aldatmaya uğraşıyorum. Yakalanıyorum kısa süre içinde ve yine mahpushaneme gönderiyorlar gerisin geriye.
                Mahpushanem bana ben de mahpushaneme alışmışım galiba rahatlık hissetmeye başladım, bir süre de olsa dışarıda gezintiden sonra geriye dönmüş olmaktan. Asıl mahpushane insanın kafasının içinde olunca dünyanın her yeri mahpushane olmaktan kurtulamıyor. Kafamın içinde dönüp dolaşan saçma sapan ve aslı astarı olmayan bir sürü saçmalıkların ortadan kaldırılmasının bir yolunu bulmak zaman alacağa benziyor, neresinden başlayacağını bilmemek işin en kötü tarafı. Çorap söküğüne benzemiyor çünkü, tuttun mu bir ucundan gerisi gelmeyecek. Ben hepsinin de ucundan tutuyorum zaten bırakmayasıya.
                              
57/
                                                                                              Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.