"Parkinson rahatsızlığı" |
Delikanlıyı
alıp getirdim geriye dönerek. Bir süre bekledik oturarak. Çağrıldı ve hemen
girdik içeriye. Bu doktordan da aynı sıcaklık ve yakınlığı görünce sevincimiz
arttı biraz daha. Biraz sohbet ettiler birlikte ben karışmadım aralarına, ama
arada doktor bana bakıyordu ama bir şey söylemiyordum olumlu oldukları için
dediklerinin. Bilinci gayet yerinde görünüyordu ve dediği şeyler de oldukça
bilinçliydiler.
Bir
ara bana döndü doktor ve “siz nasılsınız, nasıl hissediyorsunuz kendinizi?”
dedi. Ağlayacaktım neredeyse, benim de halımı hatırımı soran birisi çıktı diye.
Bütün hormonlarım değişti birden memnuniyetimden “teşekkür ederim, iyi olmaya
çalışıyorum ama sıkıntılarım oldukça fazla. Çok tez canlı oldum önüne
geçemiyorum, bazen dilim damağıma yapışıyor patlayacak gibi oluyorum.
Umutsuzum, geleceğe dair olumlu hiçbir şey yok kafamda ve ne yapmam gerektiğini
de bilmiyorum…” boşalıverdim birden otomatik olarak.
Benim
doktor ve sekreterine hiç baktığım yok, daha doğrusu yüzlerine bakıyorum ama
onların yüzlerini hiç mi hiç algılayamıyorum kendi dünyama saplandığımdan. Adam
sorduğuna sormuşuna pişman olmuştur her halde ama hiçbir mimik belli etmiyordu
memnuniyetsizliğini.
“Ne
zaman isterseniz her zaman bizleri arayabilirsiniz ve bizler size yardıma her
zaman hazırız, hiç çekinmeyin ve aklınızdan çıkarmayın, anlaştık mı?” demesi gözlerimin
dolmasına ve hatta birkaç damla da akmasına yol açtı. Çok duygulanmıştım
sözlerinden, gerçekten de büyük destekti sözleri benim için.
“İsterseniz
size de bir reçete yazalım, ister misiniz?” diye sorduğunda doktor “iyi olur,
çok teşekkür ederim size, ben unutmuştum aslına bakarsanız” dedim başımla da
onayladım. Benim de reçetem oldu böylece.
İhtiyar
delikanlıya bakarak doktor: “sizi iyi gördüm, ilaçlarınızda bir değişiklik
yapmayacağım zaten minimum dozları kullanıyoruz ve aynen devam edeceğiz. Uyku
düzenleyici de var zaten. Herhangi bir sıkıntınız olduğunda çekinmeyin” dedi
gülümseyerek. Reçeteyi uzattı.
“Halüsinasyonları birden kesemeyiz, bunun için de doz yükseltmeye gerek
yok, zamanla azalacaktır, bazen alevlenmeler olabilir, öyle zamanlarda dikkatli
olun” diye de uyardı beni.
Teşekkür
ederek ayrıldık ve hastanenin karşısındaki eczanelerden birisine girip
reçeteleri uzattım. Bize birer çay ikram ettiler reçeteler hazırlanıncaya
kadar. Reçetelerimizi aldıktan sonra eczaneden çıkıp biraz nefes almak için
kafeteryaya oturduk tekrar. Mesainin bitmesine bir saat kadar kalmıştı, açlık
hissetmeye başladım, delikanlıya sordum “yiyelim” deyince yandaki lokantaya
girdik birlikte.
66/
Dedenin Torunu
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.