Pazartesi, Kasım 13, 2017

İlkler

"Yapmam gereken"

Yaşayan Bilir

                İndi kendisi ama araba kalkmak üzere ve ben koşturdum önden bağırarak “sen arkamdan yetiş, araba kalkıyor” alabildiğime koşturdum ve işaretimle durdu Manisa arabası, arkama baktım birisi geliyor dercesine, kapının önünde bekledim gelinceye kadar. Saatler geçmiş gibi geldi bana zaman, halbuki olsa olsa birkaç dakikadır, elli adım veya yüz adımlık yol. Normalinde kısa sayılır mesafe ama kasları zor açıldığı için adımları kısa ve yavaş olan Parkinson rahatsızı için durum o kadar da kolay olmamalı ki bu kadar geç gelebildi.
                Bir şeyi bilmek yetmiyor işte, yaşamayınca tam olarak anlaşılmıyor bir şey. Varlık yokluk gibi bir şey neredeyse, varsa yiyorsun içiyorsun, gezip tozuyorsun keyfin iyi genellikle ama yoksa işler hiç de öyle olmuyor hele bir de umudun bitip tükenmişse geleceğe dair tamamen bitmiş demektir her şey. Yaşam kararıverir birden yaşamak bile eziyettir insana.
                Bindik Manisa arabasına. Araba bom boş, üç beş kişi var arabada. Ön koltuğa, kaptanın arkasına oturduk giderken seyretsin diye. Burada da ayakları uzatamıyorsun ileriye canımı sıkan da bu ama olsun varsın bu seferlik, maksat değişiklik olsun ve çok fazla şey görebilsin ihtiyar delikanlı.
                Arabaya bininceye kadar olanları düşündüm ilk anda nedeni var mıydı bütün bu kadar sıkıştırıp yormanın? Yok elbette, benimkisi düpedüz rahatsızlıktan kaynaklı anlaşılan. Hiçbir şey söylemiyor yalnızca elinden geldiğince çabalıyor böyle durumlarda. Her zaman duygu ve düşüncesini öğrenmek istedim bu gibi durumlarda ama çok ketum davranıyor ağzını açıp iki kelime etmiyor bana. Duygu ve düşüncelerini açsa belki ben de rahatlayacağım, en azından durumunu anlamaya çalışacağım.
                Her karşılaştığımız durum onun olduğu kadar benim için de ilk yaşanılandı, üstelik kendim yaşamıyordum seyrediyordum sadece; seyretmekle yaşamak aynı şey midir halbuki?  Demezler mi “yaşayan bilir” diye! Okumakla falan da ilgili değil bu durum düpedüz yaşamakla ilgili, yaşamayınca anlaşılabilecek bir durum değil. Kıyısından köşesinden geçilebilir belki okuyarak veya görerek ama hissedebilmek için yaşamak şart, şart.
                Yolda müşteri çoğaldı, duraklarda durması bile sinirlenmeme neden oluyor içime bir sıkıntı giriyor ve beni germeye yetiyor. Arkama yaslanıp uyumalıyım diye düşünsem de daha erkendi kafanın yaslanması. Biraz yol alınsın onu da yaparım.
63/
Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.