Defterler Koltuğunun Altında
"Anne köftem olmadı mı daha?"
Dedenin Torunu, etrafına bakındıkça her şey gözlerinde
büyüdü, durakladı epeyce bir süre oturdu yerdeki kolilerin üzerine bekledi.
Nefes alışları hızlanmaya başlamıştı. Oldukça fazla kaldığını düşündü bir anda.
Yemek vaktinin yaklaştığını düşünerek bu günlük bu kadar karıştırmak yeterdi. Bugün yetmezdi burasını düzenlemeye, en az bir hafta isterdi, kabaca elden geçirilmesi. Kataloglaması, düzenlemesi, sınıflarına, cinslerine ve konularına göre çalışmak gerekliydi. Her şey elinin altında olmalıydı bundan sonrasında, her istediğini bulabilmeliydi el attığında.
Yemek vaktinin yaklaştığını düşünerek bu günlük bu kadar karıştırmak yeterdi. Bugün yetmezdi burasını düzenlemeye, en az bir hafta isterdi, kabaca elden geçirilmesi. Kataloglaması, düzenlemesi, sınıflarına, cinslerine ve konularına göre çalışmak gerekliydi. Her şey elinin altında olmalıydı bundan sonrasında, her istediğini bulabilmeliydi el attığında.
İki, üç belki dört, ne bileyim belki
de daha fazla nesil vardı bu yığınlar içinde. Her bir yaşam kırış buruş bir
şeylerin üzerinde yazılmış çizilmiş ve yaşanıp bir köşeye tıkıştırılmışlardı.
Hayata dönmeliydi bütün bu yaşamlar, nefes alabilmelilerdi, havayla temasları
gerekliydi Torun'a göre.
Defterlerden alabildiklerini
kucağının altına sıkıştırarak kapıya doğru adım atmaya başladı. Çok uzaklara
gidiyormuş hissi uyandı içinde, evinden uzaklara gidiyormuş gibiydi. Hanımını,
küçücük çocuğunu bırakıp gidiyordu sanki. Kolilerin arasında sıkışmışlar
kurtulmaya çalışıyorlardı her biri de. Yardım edemiyordu onlara, kâbus muydu
yoksa başka bir şey mi anlamaya çalıştı bir an. Uyanıktı ve çimdikleme acısını
hissediyordu, canı yanmıştı daha ilk çimdiklemesinde.
"Dedenin Günlük defteri" |
Kapıyı kapattıktan sonra hızlı
adımlarla uzaklaştı oradan. Oğlu balkonda oynuyordu, sesini duyduğunda başını
kaldırıp baktı sese doğru. “Anne acıktım, çok acıktım, pişmedi mi yemek daha,
bana köfte yapıyorsun değil mi?” demişti.
Adım atmayı bırakıp yavaşlamış çekimde gibi hareketle durdu bir an ne duyacağını düşünerek “Sabret biraz daha yavrucuğum, yapmaz mıyım hiç. Senin köftelerinle uğraşıyorum şu anda. Beş dakikaya olur.
Sahi babanı gördün mü? Nereye gitti yine bu adam. Bir bağır bakayım hangi kuyudan gelecek sesi!” dedi, arkasından da güldü.
Adım atmayı bırakıp yavaşlamış çekimde gibi hareketle durdu bir an ne duyacağını düşünerek “Sabret biraz daha yavrucuğum, yapmaz mıyım hiç. Senin köftelerinle uğraşıyorum şu anda. Beş dakikaya olur.
Sahi babanı gördün mü? Nereye gitti yine bu adam. Bir bağır bakayım hangi kuyudan gelecek sesi!” dedi, arkasından da güldü.
Keyifli bir yazıydı,emeğinize sağlık.
YanıtlaSilincinin dünyası,
SilTeşekkür ederim, umarım devamında gelen yayınları da beğenirsiniz ve sıkılmadan okursunuz. :)