Gözüne Takılan Ahşap Kutu
Hayali seyretmenin zamanı mıydı sanki
diye düşünerek hareket etti. Ayaklarını oynatmaya çalıştı sıkıştığı koliler
arasında. Etrafına tekrar bakındığında bir kamyona yakın eşya vardı neredeyse
orada.
Her birini tek tek elden geçirmeli tekrar diye düşünüp şimdilik o defterleri bulmaya odakladı kendini.
Heyecanı arttı birden, ayrılmak istemediğini hissediyordu oradan. Buralarda bir yerlerde olmalıydı kendisine göre.
Her birini tek tek elden geçirmeli tekrar diye düşünüp şimdilik o defterleri bulmaya odakladı kendini.
Heyecanı arttı birden, ayrılmak istemediğini hissediyordu oradan. Buralarda bir yerlerde olmalıydı kendisine göre.
Ahşap kasa şeklindeki kutudaydı
bütün dikkati, tahtalarının aralığına parmak sığmıyordu, içini de göremiyordu,
bir an tahtanın birini sökmeyi düşündü ama nasıl yapacağını bilemiyordu o anda.
Tekrar etrafına bakındı, tahta aralığına sığabilecek bir şey görmeyi umut ederek. Araya sıkıştırıp zorlayacaktı tahtayı, belki de kırılacaktı. Olsun, şimdilik yapamayacaktı ama ilk fırsatta burasını tekrar elden geçirip bir düzene sokmaya karar vermişti.
Tekrar etrafına bakındı, tahta aralığına sığabilecek bir şey görmeyi umut ederek. Araya sıkıştırıp zorlayacaktı tahtayı, belki de kırılacaktı. Olsun, şimdilik yapamayacaktı ama ilk fırsatta burasını tekrar elden geçirip bir düzene sokmaya karar vermişti.
Bolca zamanı olduğunda yapabilirdi
ancak bu düşündüğünü. Girdiği kapının arkasında asılı duran bir maşa gözüne
takıldı. Yerdeki dağınıklığın üzerine basmamaya özen göstererek kapıya doğru
geldi tozdaki izlerine basarak. Maşayı altı eline ve tekrar köşeye yöneldi.
Tamam bu iş diye düşünerek maşanın tekini soktu aralığa ve hafifçe zorladı.
Tahta iyice çürümüş olduğu için daha zorlamaya kalmadan paramparça oldu, maşa
düştü elinden.
"Ateş maşası" |
Tam isabetti, parçalanan tahta
aralığından görünen defterler vardı karşısında, hatırlamaya çalıştı, hafızasını
zorlayarak. Ne de olsa küçük bir çocuktu o zamanlar, elini attı defterlerin
arasına ve en altta görünen defteri çekmeye çalıştı.
Görünenlerin en incesiydi. Üzerinde de Nasrettin Hoca resmi vardı, eşeğe ters binmiş haldeydi. Gülümsedi eliyle Hoca'nın resmini okşarken. Çok masal ve fıkra hatırlıyordu kendisine söylenenlerden. Neredeyse tanıyor gibiydi Nasrettin Hoca'yı.
O kadar sıcak anlatılmıştı ki kendisine, çok yakınmış gibiydi ona. Hele o düdük hikayesi yok muydu, parası olmadığı halde düdük vermişti kendisine, dedesiyle göndermişti de dedesi kendisine vermişti anlattıktan sonra üzüldüğünde, üzülmesin diye göndermiş Hoca.
Görünenlerin en incesiydi. Üzerinde de Nasrettin Hoca resmi vardı, eşeğe ters binmiş haldeydi. Gülümsedi eliyle Hoca'nın resmini okşarken. Çok masal ve fıkra hatırlıyordu kendisine söylenenlerden. Neredeyse tanıyor gibiydi Nasrettin Hoca'yı.
O kadar sıcak anlatılmıştı ki kendisine, çok yakınmış gibiydi ona. Hele o düdük hikayesi yok muydu, parası olmadığı halde düdük vermişti kendisine, dedesiyle göndermişti de dedesi kendisine vermişti anlattıktan sonra üzüldüğünde, üzülmesin diye göndermiş Hoca.
Çıkardığı defterin en başındaki
sayfayı açtığında -5- yazılıydı kalınlaştırılmış haliyle. Diğerlerini de
çıkarmaya cesaret edemedi ve defteri alarak okumak üzere ayrılmaya karar verdi
oradan.
Öncelikle hepsini elden geçirip düzenleyecekti bir bir, tarihlere göre de ayıracaktı odanın içindekileri. Kim bilir nelerle karşılaşacaktı!
Öncelikle hepsini elden geçirip düzenleyecekti bir bir, tarihlere göre de ayıracaktı odanın içindekileri. Kim bilir nelerle karşılaşacaktı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.