Salı, Eylül 12, 2017

Hasta Yaşlı Adamın Söylediği Sözler

Çatı Arasından Çıkan Günlükler
"Günlükler"

            Bir gün evde kaldığında canı sıkılmış, televizyon karşısında oturduğu yerden hırsla kalkıp kitap kolilerinin bulunduğu çatı katına yöneldi. Koşturarak yürüyordu ve farkında değildi durumunun. Ayakları kayarak gidiyordu adeta. Çok kez karıştırmıştı o kolileri, hatta çoğunu da kendisi koymuştu kutuların içine.
            Evi genellikle karısı evirip çevirirdi, yanına çağırır bir kaç kadın -bazen eş, dost- her köşeye varıncaya kadar elden geçirirler ve ortalıkta görünmesini istemediği şeyleri, ne olursa olsun bir karton kutuya tıkıştırırlar ve ne olduğuna bakmazlardı hiç bir zaman; evliliklerinin ilk zamanlarında böyleydi ama bir defasında kendisine telefonda “senin gazete parçalarını ve eski kağıtları atacağım” dediğinde beyni sarsılmıştı adeta ve bir an donduktan sonra avazı çıktığı kadar bağırmıştı “hayııııır, çok önemliler benim için onlar, bir ara düzenlerim kalsınlar.” demişti ve şaşıran karısı sinirlenmiş biraz söylendikten sonra “tamam, he halin varsa gör” demişti.
            Hepsini de karman çorman tıka basa doldurdular karton kolilere ve çatı katına attılar, oflaya puflaya. Çalışan kadınlar da anlayamamıştı olan biteni. Bir anlam verememişlerdi bu kadar abur cubur kâğıt parçalarının ne önemi olacağı hakkında, hiçbirini de alıp okuma zahmetine katlanmadan doldurmuşlardı hepsini. Çoğunun renkleri solmuş, kim bilir hangi tarihte olan biten şeylerdi. Her biri de bi haberdi.
            Çatı arasına giderken tam da kapıya elini attığında aklına babası geldi gözlerinin önüne. Beş altı yaşlarındaydı o zamanlar, silik milik hafızasındaydı o anlar, dediklerinden hiçbir şey hatırlamıyordu tam olarak ama suratında önemli bir ifade olduğunu anımsamıştı birden.

            Hasta yatağında yatarken, yanına geldiğimde “Şu defterleri gördün mü sen oğlum? O defterler var ya, çok önemli. İçinde benim yaşamımın bir döneminin günü gününe sayılabilecek anlatımlar, yazılar var. 

              Büyük dedenle birlikte    -benim babam- benim yaşamımdır hepsi de. Bir gün okuma yazmayı öğrendiğinde merak edersen açıp okursun, kimse de merak etmedi şimdiye kadar, anladın mı dediklerimi?” diyerek sağ elini zorla kaldırıp sağ yanağımı okşamıştı.
          İşaretle gösterdiği defterler üst üste duruyordu karşısındaki rafın en üstünde, zar zor hatırlamıştı o anı. Hayalinde canlandırmaya çalıştı kapıyı açıp içeriye girerken.

                                                                                                                                                                                                                                                                                     Dedenin Torunu

1/
devamı 2/...de
başa dön....

Görsel: Google Görseller


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.