Pazartesi, Eylül 18, 2017

Büyük-Büyük Babanızın Günlüklerini Bulsanız, Ne Hissedersiniz?

Kaybolan Koca!
"Komşuluk"

Yanı başında onun çevirdiği sayfaları takip ediyor, bazılarını okumaya çalışıyordu, kocasının çevirme hızına yetişemiyor ama kocasına bir şey söylemek istemiyordu. Yazılar çok kötü görünüyor ve okumakta zorlanıyordu yan taraftan. Nasılsa sonra okurum, kaçmıyor ya! Diye düşünerek üzerinde durmak istemedi. Kocasının dikkatini de dağıtmamış olacağını düşünerek nefeslendi ve hafifçe başını öne eğerek kocasının yüzünü görmek istedi. Çok yadırgamıştı bu günkü davranışlarını ve hala da devam ediyordu.
            Kocası tamamen dünya değiştirmiş gibiydi sanki ne etrafındakileri fark ediyor ne de doğru dürüst nefes alıyordu. Şaka yapması da yoktu bugün. Şakalarına alışmıştı karısı. Ne zaman suratını assa, hemen yanı başında ya da önünde biter, pat diye bir şey yapar veya kulağına bir şey söyler fısıldayarak, kendisinin moralini düzeltir bir anda elinde bir sihirli değnek varmış gibi. Hele o boynuna sarılması yok mu, oldukça özlemişti
            Rahat bırakmalıyım adamı, dikkatini vermiş iyice, bir şey anlayacak gibi değil diye içinden geçirerek kalktı yavaşça yanından ve mutfağa gitti, arkasından da balkona çıktı oğlunun sesinin geldiği tarafına baktı sokağın. “Ah çocukluk, ne de güzel oynuyorlar dünyadan habersizler.” dedi fısıldayarak, ellerini balkon korkuluğuna dayadı seyretti biraz sokağı ve çocukları. Arada bir çevre binalara göz atıyordu, komşu kadınlardan kimse var mı diye. Bir iki laflamak balkondan balkona ne iyi gelecekti kendisine.
           
"Çocuklar sokakta"
Bugüne kadar niye düşünmedim ben bu işi diye geçti içinden, burukluk hissetti birden Dedenin Torunu. Büyük dedesini -dedesinin babası-çok az hatırlıyordu, onlarda siliklerdi hafızasında, sisler içindeydiler sanki, net bir görüntü çıkaramıyordu. Çok uğraştı hatırladıklarını bari netleştirmek için. En net görüntü defterlerin bulunduğu rafı gösterirken ki görüntüydü.
            Boyu, posu, kılığı, kıyafeti, kaşı, gözü nasıldı, elleri kocaman mı, küçük mü, sert veya yumuşak mı? Hiç hatırlayamadı. Uzun bir süre donuk kaldı başını kaldırdığında defter sayfasından. Babasıyla da çok fazla konuşmuşlukları yoktu bu konuda. Babası genellikle sessiz kalmıştı, “aile meselesi” derdi fazla sıkıştırdığında da.
            Elbette aile meselesiydi ama nasıl bir mesele vardı ki konuşmak istemiyordu diye de sorardı kendine o zamanlar. Birkaç kez denemesi olmuş ama çok da başarılı bir deneme değildi. Arkasını aramayı da kesivermişti birden, babasının üzüldüğünü hissediyordu çünkü; hiç istemeyeceği şeydi onun üzülmesi.
            Görünen o ki, epeyce bilgilenecek gibi görünüyordu defterde yazılanlara bakılırsa. Umutlanmaya başladı onların hayatları hakkında epeyce şeyler öğrenebileceği konusunda. “Bugün bu defteri bitiririm, gerekirse uyumam, gözlerime uyku girmez ki zaten” diyerek bir sayfa daha çevirdi. Neredeyse 1 numaralı defteri yarılamış olduğunu düşündü.

           
8/    
devamı 9/... da
başa dön...   
 

                                                                                                                     Dedenin Torunu


Görsel: Google Görseller


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.