Kaybolan Koca!
"Komşuluk"
Yanı başında onun çevirdiği
sayfaları takip ediyor, bazılarını okumaya çalışıyordu, kocasının çevirme
hızına yetişemiyor ama kocasına bir şey söylemek istemiyordu. Yazılar çok kötü
görünüyor ve okumakta zorlanıyordu yan taraftan. Nasılsa sonra okurum, kaçmıyor
ya! Diye düşünerek üzerinde durmak istemedi. Kocasının dikkatini de dağıtmamış olacağını
düşünerek nefeslendi ve hafifçe başını öne eğerek kocasının yüzünü görmek
istedi. Çok yadırgamıştı bu günkü davranışlarını ve hala da devam ediyordu.
Kocası
tamamen dünya değiştirmiş gibiydi sanki ne etrafındakileri fark ediyor ne de
doğru dürüst nefes alıyordu. Şaka yapması da yoktu bugün. Şakalarına alışmıştı
karısı. Ne zaman suratını assa, hemen yanı başında ya da önünde biter, pat diye
bir şey yapar veya kulağına bir şey söyler fısıldayarak, kendisinin moralini
düzeltir bir anda elinde bir sihirli değnek varmış gibi. Hele o boynuna
sarılması yok mu, oldukça özlemişti
Rahat
bırakmalıyım adamı, dikkatini vermiş iyice, bir şey anlayacak gibi değil diye
içinden geçirerek kalktı yavaşça yanından ve mutfağa gitti, arkasından da
balkona çıktı oğlunun sesinin geldiği tarafına baktı sokağın. “Ah çocukluk, ne
de güzel oynuyorlar dünyadan habersizler.” dedi fısıldayarak, ellerini balkon
korkuluğuna dayadı seyretti biraz sokağı ve çocukları. Arada bir çevre binalara
göz atıyordu, komşu kadınlardan kimse var mı diye. Bir iki laflamak balkondan
balkona ne iyi gelecekti kendisine.
"Çocuklar sokakta" |
Boyu,
posu, kılığı, kıyafeti, kaşı, gözü nasıldı, elleri kocaman mı, küçük mü, sert
veya yumuşak mı? Hiç hatırlayamadı. Uzun bir süre donuk kaldı başını
kaldırdığında defter sayfasından. Babasıyla da çok fazla konuşmuşlukları yoktu
bu konuda. Babası genellikle sessiz kalmıştı, “aile meselesi” derdi fazla
sıkıştırdığında da.
Elbette
aile meselesiydi ama nasıl bir mesele vardı ki konuşmak istemiyordu diye de
sorardı kendine o zamanlar. Birkaç kez denemesi olmuş ama çok da başarılı bir
deneme değildi. Arkasını aramayı da kesivermişti birden, babasının üzüldüğünü
hissediyordu çünkü; hiç istemeyeceği şeydi onun üzülmesi.
Görünen
o ki, epeyce bilgilenecek gibi görünüyordu defterde yazılanlara bakılırsa. Umutlanmaya
başladı onların hayatları hakkında epeyce şeyler öğrenebileceği konusunda. “Bugün
bu defteri bitiririm, gerekirse uyumam, gözlerime uyku girmez ki zaten” diyerek
bir sayfa daha çevirdi. Neredeyse 1 numaralı defteri yarılamış olduğunu
düşündü.
devamı 9/... da
başa dön...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.