Parmak Orkestrasının Çaldığı Melodi
Kararsız gibi görünüyordu hangisini
açacağı konusunda. Her birine dokunarak yukarıdan aşağıya doğru hareket ettirdi
parmaklarını, iki elinin baş parmakları hariç dörder parmağı da koliden koliye
geçerken güzel bir melodi oluşturuyorlardı “pıt, pıt, pıtı pıtı pıt” diye devam
etti bir süre parmaklar melodisi.
Bu ismi kendisi koymuştu, sesle de eşlik etmeye başladı birkaç koliden sonra “pıt, pıt, pıtı pıtı pıt, ...”
Bu ismi kendisi koymuştu, sesle de eşlik etmeye başladı birkaç koliden sonra “pıt, pıt, pıtı pıtı pıt, ...”
Koliler |
Üstünde yedi- sekiz tane koli vardı ve büyük görünüyorlardı, her birini teker teker alıp yanlara koymak gerekiyordu, kaldırırken yırtılıp dağılma riski yüksekti çünkü yıllar yıpratmış ve üzerlerindeki bağlı ipler de dokunulduğunda kopuveriyordu.
Yıllardır buraya girilmediğinin
farkına vardı, hiçbir şeye dokunulmamıştı, Dedesinin ölümünden sonra. Ninesi, Anası, babasının hiç ilgisi yoktu, onlar için çöpten başka bir şey değildi oradakiler, bir an
önce temizlenmeliydi ama bir türlü yapamadılar.
Ninesi, dedesinin ölümünden sonra da yapamadı temizleme işini, bu sefer boşanmaktan değil, içindeki burukluktan uğraşmak istemedi, onlarla teselli buldu kimselere fark ettirmeden; içindeki elemlere çare olmaya başlamışlardı arada sırada aklına gelen bazı anılar, özellikle de “boşan istersen, ya da ben boşarım seni” demesi çınlıyordu kulağında, ne kadar da sıcak ve sevimli söylemişti o cümleleri o zaman farkına varmamışım diye düşünüyordu.
Ninesi birkaç kez kendisini çağırıp gülerek söylemişti dedesinin o sözleri nasıl söylediğini, taklidini
yapmıştı erkek sesi çıkarmaya çalışarak “boşarım seni” demişti ve arkasından
ağzı kilitlenmişti sanki bir süreliğine.
"Balkonda otururken gözü hep o evin kapısında olurdu Ninemin son zamanlarında. Onunla konuşuyor gibi dururdu balkonda, ellerini korkuluklara yaslar, biraz öne eğilir, 'ne halin varsa gör' demişti, kulağımla duymuştum."
Ninesi, dedesinin ölümünden sonra da yapamadı temizleme işini, bu sefer boşanmaktan değil, içindeki burukluktan uğraşmak istemedi, onlarla teselli buldu kimselere fark ettirmeden; içindeki elemlere çare olmaya başlamışlardı arada sırada aklına gelen bazı anılar, özellikle de “boşan istersen, ya da ben boşarım seni” demesi çınlıyordu kulağında, ne kadar da sıcak ve sevimli söylemişti o cümleleri o zaman farkına varmamışım diye düşünüyordu.
"Günlükler" |
"Balkonda otururken gözü hep o evin kapısında olurdu Ninemin son zamanlarında. Onunla konuşuyor gibi dururdu balkonda, ellerini korkuluklara yaslar, biraz öne eğilir, 'ne halin varsa gör' demişti, kulağımla duymuştum."
“Ne dedin?” dediğimdeyse “hiç, hiç..
Koskoca bir hiç” demişti, eliyle yüzündeki sineği kovar gibi yaparak ve geriye gelip
oturmuştu koltuğuna tekrar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.