“İnsan yabancılaşıyor hissetmediği duygulara,
uzak kaldığı insanlara; insanlıktan da uzaklaşıyor bazen.”
Çekmiş olduğu sıkıntılar olmalı diye
düşündürdü okuduğu dizeler, bir an kendini koymayı düşündü büyük babasının
-dedesi- yerine.
Empati yapacaktı ama tanımıyordu ki yeterince, “yeterince az kalır, hiç tanımıyorum hiç!” diye söylendi iç geçirerek. Derin bir nefes alıp okumaya devam etti bir süre daha.
Empati yapacaktı ama tanımıyordu ki yeterince, “yeterince az kalır, hiç tanımıyorum hiç!” diye söylendi iç geçirerek. Derin bir nefes alıp okumaya devam etti bir süre daha.
"Issız Orman" |
“Daldım derinlere,
Dünyanın gürültüsünden uzak,
İçimdeki çığlıklara yakın;
Teselli arıyorum tınılarda,
Hoşuma gitmiyorlar eskisi kadar
Fark ettim
Çok şeyi fark ettim.
Seçici oldum beğenilerde,
Sesleri, müziği, yerleri,…
Fark ettim ki:
En sevdiğim çocuk sesleri;
Canlılık hissettiriyorlar bana,
Hele o koşuşturmaları!
Her şey karmakarışık,
Ağır bir depresyon hali;
Boş ver gitsin!"
Evet, tahmininde yanılmamıştı, sıkıntılar olduğu kesindi. “Neden
açıklama yok ki sanki?” diye serzenişte bulundu. Daha da merak etmeye başladı
başlarından geçenleri.
Bu defter bitmek üzereydi neredeyse ama çok fazla detay öğrenememişti hala. Elindeki defterin yaşamının veya yaşamlarının -büyük baba ve büyük büyük babanın- hangi dönemine denk geldiğini anlamanın bir yolu olmalı tarihlerinden başka. Yaşadığı ortam ve hissettikleri, yaşamlarının kalitesi, … bir sürü belirsizlikler oluştu kafasında. Çözecekti elbette ama hemen şimdi olamayacaktı bu durum. Kesin olan bir şey var o da bu defterin üzerinde yazdığı gibi birinci defter olmadığı ve başka defterler ya da yazılan şeyler olmalıydı.
Bu defter bitmek üzereydi neredeyse ama çok fazla detay öğrenememişti hala. Elindeki defterin yaşamının veya yaşamlarının -büyük baba ve büyük büyük babanın- hangi dönemine denk geldiğini anlamanın bir yolu olmalı tarihlerinden başka. Yaşadığı ortam ve hissettikleri, yaşamlarının kalitesi, … bir sürü belirsizlikler oluştu kafasında. Çözecekti elbette ama hemen şimdi olamayacaktı bu durum. Kesin olan bir şey var o da bu defterin üzerinde yazdığı gibi birinci defter olmadığı ve başka defterler ya da yazılan şeyler olmalıydı.
"Tanımak dediğin" |
“Yeterince
genişmiş bu orman, göründüğü gibi değilmiş.” Diyerek başını salladı. Daha ormanın
başında değil ya da neresinde olduğu bile belli değildi. Bir an uzun çamlar
arasında gökyüzünü belli belirsiz görebildiğini düşündü başını yukarıya
kaldırdığında hafif rüzgâr ve ağaçların tepelerinde hafif salınımlar ve ıslıkla
karışık hışıltı sesleri duyar gibi oldu.
Karanlığı,
hele de ıssız bir ormanın ortasında kaybolma duygusu ürküttü bir an ve
tüylerinin diken diken olduğunu hissetti. Pek hoşuna gitmezdi oldum olası
karanlıklar. Sıkıntı bastırdı ve elinden defteri bıraktı yatağın üzerine aceleyle balkona attı
kendini. Nefes nefese kalmıştı birden balkona çıktığında.
Hava
alamadığını hissediyordu nefesi kesik kesikti. Birkaç kez derin nefes alıp
ciğerlerini açmayı düşündü. Durumunu fark eden hanımı yanaştı yanına ve
terlediğini fark edince şaşkınlıkla “Ne oldu canım sana böyle?” dediğinde
başını kaldırıp dalgın dalgın baktı ona.
Eliyle
alnını silerek “yok, yok bir şeyim, meraklanma sen” diyebildi zor bela. “Sanki
nefesim kesildi birden, uzun ve zorlu bir koşudaymışçasına ama iyiyim şimdi.” Deyince, hanımı kolundan tutarak oturttu arkasındaki koltuğa ve yanına oturdu kendisi
de. Bir süre baktı kocasına endişeyle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.