"demlik geldi"
Arkadaşın Puştluğu
Her zaman
şaşırdığım ve aynı zamanda bir türlü cevabını bulamadığım bir sorudur bu ustaların
cesareti; ellerinde bir keser, bir çekiç bir de bellerinde önlük oldu mu
yapamayacağı hiçbir inşaat işi yoktur bu adamların. Ne yapar eder yaparlar ve
onlardan iyi de yapan olmaz onlara göre. Her şeyi bilirler hem de değme
proflara taş çıkartırlar(!)
Alışkın
olduğumdan, toyluğumdaki sert davranışlardan uzaklaşarak çömeldim, elimle
işaret ederek ustaya. Usta da çömeldi önüme. “çayın var mı senin?” şaşırdı
önce, dik dik gözlerimin içine bakmaya başladı saf saf. Ne demek istediğimi
anlamaya çalışıyor ve düşündüklerine göre de cevaplarını hazırlıyordu.
Bu sefer
fırtına birden bastırmıştı ustayı. Kıvranmaya başladı fabrikası bir şeyler
üretemeyince. Başını arkaya çevirdi
sertçe: “bi çay koyun uşaklar” dedi ve yavaş yavaş yelkenleri suya indirmeye
başladığını görebiliyordum ama bozulmasın, gururu kırılmasın diye elindeki
krokiyi istedim, yere koydum açarak. Dört köşesine de küçük taşlar koyduk
uçmasın diye. Yüzünde gülümseme belirmeye başladı, yüz kasları gevşemeye yüz
tuttu. “hadi loo, nerde kaldı çay?” bağırdı yine tüm hükümranlığıyla. İki
dakika içinde çay demlettirecekti adamlarına.
Yapar mı
yapardı, çünkü ustaydı, adı üstünde. Bağırtısı ve aceleciliğinden hemen anladı
açıkgöz elemanın birisi. Bir daha bağırtmamak için bir koşu uzaklaştı oradan ve
iki dakika geçti ya da geçmedi tepside bir demlik geldi önümüze. Gülümsedim gözlerinin içine bakarak.
Çaylar doldu
bardaklara. Birlikte geldiğimiz arkadaşa dönerek: “bir işim düştü sana ya!..”
daha sözümü bitirmeden olanca canlılığıyla: “emrin olur şefim!” diye bağırması
hem hoşuma gitti hem de gülümsedim yüzüne bakarak, ne yapmaya çalıştığını
biliyordum, sonraki zamanlarda beni öcü olarak kullanacaktı, olmadığım yerlerde
bile. Adamlara bir gözdağıydı bu onun için. “bak söylerim Şef’e ha!” diyecekti
dediğini yaptırmak için.
“şimdi atlayın
arabaya, Dooooğru karayollarına, orada hallolmazsa köy hizmetlerine ve deyin ki:
bize küçük üç metre civarında açıklığı
olan betonarme köprü projesi lazım, tip projelerden, eğer mümkünse…” anladın mı?
Herhangi bir bilgi istenirse ek olarak bana telefon edin. Anlaştık mı?”
“baş üstüne
şefim, emrin olur!” diyerek topuk selamı çaktı ve tek ayaküstünde askeri
nizamda döndü arabaya doğru koşturdu birden. Ben bile şaşırmıştım hareketlerine.
Puştluğu üstündeydi bu gün anlaşılan. Usta aval aval bakmaya başladı bana.
Hiçbir şeyi kestiremiyordu. Çay içmek en iyisiydi. Bir süre birlikte yudumladık
çayları.
“bu krokiyi
sen mi yaptın?”
“evet, şefim
ben yaptım, çok uğraştım, iki gündür bunun üzerinde çalışıyorum…”
“güzel, çok iyi
iş çıkarmışsın belli oluyor. Ancak burası riskli bir yer. Seçenek fazla yok.
Biz işimizi yine de sağlam yapalım, Allah’a bırakmadan önce, olur mu?”
“olmaz mı
şefim, hem de çok iyi olur. Benim canıma minnet. Rezil olmak da var işin
ucunda. Ha bir kamyon tonlarca yüküyle geçerken çökse ne olacak? Pılıyı pırtıyı
topla artık bu ilden…”
144/
Devam edecek...
Dedenin Torunu
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.