Cumartesi, Mart 24, 2018

Puşt, Puştluğunu Yapar!

"demlik geldi"
Arkadaşın Puştluğu

Her zaman şaşırdığım ve aynı zamanda bir türlü cevabını bulamadığım bir sorudur bu ustaların cesareti; ellerinde bir keser, bir çekiç bir de bellerinde önlük oldu mu yapamayacağı hiçbir inşaat işi yoktur bu adamların. Ne yapar eder yaparlar ve onlardan iyi de yapan olmaz onlara göre. Her şeyi bilirler hem de değme proflara taş çıkartırlar(!)
Alışkın olduğumdan, toyluğumdaki sert davranışlardan uzaklaşarak çömeldim, elimle işaret ederek ustaya. Usta da çömeldi önüme. “çayın var mı senin?” şaşırdı önce, dik dik gözlerimin içine bakmaya başladı saf saf. Ne demek istediğimi anlamaya çalışıyor ve düşündüklerine göre de cevaplarını hazırlıyordu.
Bu sefer fırtına birden bastırmıştı ustayı. Kıvranmaya başladı fabrikası bir şeyler üretemeyince.  Başını arkaya çevirdi sertçe: “bi çay koyun uşaklar” dedi ve yavaş yavaş yelkenleri suya indirmeye başladığını görebiliyordum ama bozulmasın, gururu kırılmasın diye elindeki krokiyi istedim, yere koydum açarak. Dört köşesine de küçük taşlar koyduk uçmasın diye. Yüzünde gülümseme belirmeye başladı, yüz kasları gevşemeye yüz tuttu. “hadi loo, nerde kaldı çay?” bağırdı yine tüm hükümranlığıyla. İki dakika içinde çay demlettirecekti adamlarına.
Yapar mı yapardı, çünkü ustaydı, adı üstünde. Bağırtısı ve aceleciliğinden hemen anladı açıkgöz elemanın birisi. Bir daha bağırtmamak için bir koşu uzaklaştı oradan ve iki dakika geçti ya da geçmedi tepside bir demlik geldi önümüze.  Gülümsedim gözlerinin içine bakarak.
Çaylar doldu bardaklara. Birlikte geldiğimiz arkadaşa dönerek: “bir işim düştü sana ya!..” daha sözümü bitirmeden olanca canlılığıyla: “emrin olur şefim!” diye bağırması hem hoşuma gitti hem de gülümsedim yüzüne bakarak, ne yapmaya çalıştığını biliyordum, sonraki zamanlarda beni öcü olarak kullanacaktı, olmadığım yerlerde bile. Adamlara bir gözdağıydı bu onun için. “bak söylerim Şef’e ha!” diyecekti dediğini yaptırmak için.
“şimdi atlayın arabaya, Dooooğru karayollarına, orada hallolmazsa köy hizmetlerine ve deyin ki:  bize küçük üç metre civarında açıklığı olan betonarme köprü projesi lazım, tip projelerden, eğer mümkünse…” anladın mı? Herhangi bir bilgi istenirse ek olarak bana telefon edin. Anlaştık mı?”
“baş üstüne şefim, emrin olur!” diyerek topuk selamı çaktı ve tek ayaküstünde askeri nizamda döndü arabaya doğru koşturdu birden. Ben bile şaşırmıştım hareketlerine. Puştluğu üstündeydi bu gün anlaşılan. Usta aval aval bakmaya başladı bana. Hiçbir şeyi kestiremiyordu. Çay içmek en iyisiydi. Bir süre birlikte yudumladık çayları.
“bu krokiyi sen mi yaptın?”
“evet, şefim ben yaptım, çok uğraştım, iki gündür bunun üzerinde çalışıyorum…”
“güzel, çok iyi iş çıkarmışsın belli oluyor. Ancak burası riskli bir yer. Seçenek fazla yok. Biz işimizi yine de sağlam yapalım, Allah’a bırakmadan önce, olur mu?”
“olmaz mı şefim, hem de çok iyi olur. Benim canıma minnet. Rezil olmak da var işin ucunda. Ha bir kamyon tonlarca yüküyle geçerken çökse ne olacak? Pılıyı pırtıyı topla artık bu ilden…”


144/
Devam edecek... Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.