"Sürpriz Kahvaltı" |
Benim Algılayıcılar Bozulmuş Galiba!
Her şeye
rağmen bu gün kendimi sıkmamayı başarmak istiyorum ve kafamın içindekileri bir
kenara koyup biraz da olsa güne yoğunlaşıp, elimden geldiğince günden her
saniye hatta her anını keyifli geçirmeyi tasarlamaya başladım; çayımı keyifle
yudumlarken ve simitten ısırıkları koparırken.
Günün en fazla
hoşuma giden zamanlarından birisi kahvaltı anlarıdır. Kahvaltıda kendime gelip
gün boyu aynı canlılığımı korumaya çalışmakla iyi mi edip yoksa kötü mü ettiğimi
düşünürdüm arada bir ama bu gün düşünmek istemiyorum artık hiçbir şey beni
düşünmeye sevk edemeyecek bu gün. İstifamı verdim bütün dert, kaygı ve
elemlere.
“haydi,
gidiyoruz, yaptın mı kahvaltını?”
dediğini duyunca arkadaşın kafamı kaldırdım bir an. Neye baktığımı da
bilmiyordum ya, neyse! Tepemde dikiliyordu bana gülümseyerek baktığını gördüm.
Neredeyse boğazıma takılacaktı ağzımdakiler. Bir anda yutkununca yuvarlanıp
gittiler zararsız ziyansız.
Başımı
sallamakla yetindim ilk anda boğazımdakini mideye indirmeye uğraşırken. “evet,
evet bitti” dedim ama daha da gülmeye başlayınca anladım durumu; elimdeki
simitten daha birkaç ısırık alınmıştı ve çay bardakta yarım duruyordu.
“Hadi hadi
kalk, yolda giderken güzel bir kahvaltı ısmarlayayım ben sana, yoksa sen tek
başına kahvaltı falan yapamayacaksın.” dedi kolumdan asıldı. Ayağa kalktım ve bilgisayarı
kapattım, evrakları da kucaklayıp indim aşağıya.
“Gel, bu
arabayla gidelim, sendeki kalsın. Gidip geleceğiz hemen” deyince ben de
arkasından diğer arabaya yöneldim.
Hareket etti ama içimde değişik bir his oluştu benimle şakaya benzer bir
şey mi yapacak acaba diye. Kendisini dikkatle izlemeye başladım bu andan sonra.
Haklıyım galiba! Durmadan sokak aralarında dolaşıyor bir türlü ana yola
çıkmıyor ve gayet de yavaş kullanıyordu arabayı.
Arabayı yavaş
kullanmasını anlayabiliyorum, kazaya meydan vermemek için belki ama ana yola
çıkmamasını anlayamıyordum. Ana kahvaltı ısmarlamasını da şehirlerarası yolda
bir yerlerde olur diye düşündüğüm için belki de ana yola bir am önce çıkması
gerektiği oluşuyordu benim kafamda.
Şehir içinde
bir yerde durdu ve arabayı güzelce yanaştırdı kaldırımın kenarına. İndi hiçbir
şey söylemeden, arkasından indim ben de. Gözlerim kapalıymış gibi arkasından
takip ettim gittiği yol boyunca, elli metre kadar gittikten sonra girdi, ben de
girdim içeriye.
“Hoş geldiniz,
günaydın efendim” diyen genç bir delikanlı karşıladı girişte bizi. Kendime
geldiğimde kahvaltı yapmak için geldiğimizi anladım, neredeyse kahkaha atacaktım
salaklığıma. İçeriye girinceye kadar
hiçbir şeyin farkında değildim çünkü.
Pencere
kenarında caddeye bakan bir masaya oturduk karşılıklı ve kahvaltı istedik. Arkadaş
ve ben arada bir konuşuyorduk havadan sudan. Genelde gevezeliği bol olurdu ama
bu gün iyi günümdeyim anlaşılan, fazla gevezelik edip beni cevaplar vermek
zorunda bırakmıyordu. Acele etmeye çalışarak bir an önce kahvaltıyı bitirip
şantiyeye gidip daha erken dönme niyetim vardı.
Acele ettiğimi
görünce: “Ne o, paşaya kelle mi lazımmış?” dedi sırıtarak. “neden?” dedim
gözlerinin içine bakarak. Ne dediğini, ne demek istediğini anlamaya çaba
gösterdim ama ser verip sır vermeyenlerdene dönüşmüş bu gün sabahtan beridir
hiçbir sinyali doğru veremiyor. Ya da benim algılayıcılarda bir bozukluk var.
Ses vermeyince
de ağzımdaki lokmayı yutup: “bir an önce gidip gelelim de işlerim var benim. Şu
ev işini sıkıştırmam lazım. Gerekirse başka da emlakçılar bulup not bırakmam
lazım. Çok sıkıştım ve huzursuzum, kendimi işlere veremiyorum” dedim.
Sırıtmasına
devam ederek: “sen rahat yap kahvaltını da gider geliriz ya, kaç saatlik yol
şunun şurasında?” dedi lakayt bir şekilde. Benim dediğimi önemsediği falan da
yoktu hani. Kendi havasındaydı tamamen. Ne düşündüğünü ne yapmak istediğini
kestirmeye çalışmayı bıraktım o anda.
Kalktık birlikte.
“sahi ya, ev dedin de, nerelere baktın sen veya nerelerden istiyorsun? Belki
gözüme takılan falan olur ya hani, bilirsin işte. Anladın değil mi demek
istediğimi?” diyerek bir güzel yol koştu bana. Ben de inandım güzel güzel ve
arabaya bindik yola devam.
142/
Devam edecek...
Dedenin Torunu
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.