Salı, Şubat 06, 2018

Margarinleri Ne Yaptı?

Market

Margarinleri İade Edebilecek mi?

                Yemekte keyiflerimiz kaçmasın diye ağzımı açmadım yemek yenilinceye kadar ama oldukça kızmıştım, daha doğrusu çöpe atılacak kuruşumuz bile yoktu. 
      Yemeğimizi yedikten sonra sofrayı topladım, kahveleri yaptım durumu yumuşatmak için. Biraz faydası da olmadı değil hani. En azından suratlarımızın asıklığı z da olsa kalktı gibiydi.
            Sakin bir ses tonuyla durumu kendisine izah etmeye çalıştım, halüsinasyon gördüğünü ve Parkinson rahatsızlığı olanlardan bazılarında çılgın alış veriş tutkusu ortaya çıkabileceğini dilim döndüğünce anlattım tane tane. İlk zamanlar itirazları oldu ve dediklerime inanmak istemedi, biraz daha uğraştıktan sonra inanmasa da tartışmak istemediği için kabullendi durumu.
            E şekilde davranmam gerektiğini düşündüm bir süre. Bu durumun kafasına kazınmasını istiyordum tekrar yapmaması için ama nasıl davranmam gerektiği konusunda kararsızdım. En iyisi markete gidip, kendisinin rahatsız olduğunu söyleyecek ve iade edecekti. Kararımı verdim ve kendisine markete durumu anlatıp iade istemesi gerektiğini söyledim.
            Önce suratıma baktı ve “almazlar” dedi. Gitmek istemediğini tahmin ediyordum ama gitmesi gerekiyordu bana göre. Israr edince gitti, poşet elindeydi. Bir saat kadar süre sonra geldi geriye eve. Tahmin ediyordum ne olduğunu. Eli boş gelmesine rağmen.
            “Ne yaptın? Aldılar mı geriye?”
            “Gitmedim, çöpe attım.”
            Kendinden emindi. Bir şey söylesem gerginlik oluşacak diye düşündüm “iyi” dedim ben de. Bir süre bekledikten sonra yürüyüşe çıktık birlikte.   
            Ana caddenin yanındaki bahçeli kahvede oturduk. Birer çay söyledik. Konu tekrar açıldı. “sen bana telefon ettin ya Kütahya’dan. Hastanede yatıyormuşsun ve bana almamı söyledin hayır olarak dağıtmak için”  
            Anlaşılan, benim kendisine dediklerimin hiç birine inanmamış ya da o an kızgın olmasından dolayı beni hiç dinlememiş, dinlediyse bile kayıtlara girmemiş. Sakin olmaya çalışarak tekrar anlattım. “Ben senin yanından ayrıldım mı hiç, kaç gündür?
            “Hayır.”
            “Doğru, ayrılmadım, yani burada birlikteydik.”
            “O zaman bir düşün bakalım, ben sana Kütahya’dan nasıl telefon edebilirim. Üstelik hasta da değildim ve hastanede de yatmadım hiç.” Yüzüme baktı bir süre. Bir şeyler düşünüyordu anlaşılan.
            O günden sonra benzer türde alış verişi hiç olmadı.
           
112/
Devam edecek... Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

2 yorum:

  1. margarinlerin çöpe gitmesine üzüldüm ama insan sağlığı bundan daha önemli..parkinson rahatsızlığı çok zor bir durum,geçmiş olsun..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ertuğrul Yıldırım
      almasının nedeni rahatsızlıktan kaynaklıydı, beslenmesi bakımından da kullanmıyordum zaten. teşekkür ederim.

      Sil

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.