Cuma, Şubat 23, 2018

Rest Çek Sen de!

"Komşu evleniyor"

Polis Karakoluna Nasıl gitti?

                Karşı komşum yarım saate varmadan aradı beni. “şu anda evdeyiz delikanlıyla, durumu gayet iyi meraklanacak bir durumu yok. Dikkat et gelirken” teşekkür ederek kapattım telefonu.  Hayatımda ilk kez birisinden yardım istemiştim ve hayır dememişti. Minnet duydum. İçimde bir sevgi seli akmaya başladı komşuma karşı. Komşum da yetmiş beş yaşlarında yalnız yaşayan birisiydi. Çocukları yetişkinler evli barklılar, işleri var ve çalışıyorlar. Eğitimliler. Her ne kadar “gel bizimle yaşa, yalnız bırakmaya içimiz elvermiyor” demiş olsalar da yalnız yaşamayı tercih etmişti kendince. Sohbetlerimizde söz konusu olmuştu bu durum. Karısı rahmetli olalı on beş yıl geçmiş, daha öncesinde de bir on beş yıl kadar yatalak hasta olarak bakmış karısına.

                Evlenmeyi düşündüğünü söylemişti bir sohbet esnasında. Ancak çocuklarının razı olmadığından şikâyetçiydi. Tanıdık birisiymiş evlenmek istediği bayan. Onunda çocukları varmış ama onun çocukları annelerine bırakmışlar kararı. Baktım epeyce dertli durumundan. Mutlu olabileceğini umuyor ve inanıyor. Yeterince tanımış bayanı. Çocuklarını razı etmenin bir yolunu arıyordu sürekli.

                Dayanamadım sohbet esnasında “rest çek sen de” dedim birden.  Bir an baktı gözlerime, ben de kendime şaşırmıştım aslında böyle birden dobra dobra söylediğim söze.  Ben kendimce düşündüğümde doğru bildiğim konularda kararlı olduğumdan böyle bir durumu empati yaparak değerlendirmiştim.

                Akşam karanlık basarken eve vardım. Babam oturuyordu. Tedirgin olmasın diye telaşımı gizlemeye çalıştım bir süre. Üzerimdekileri çıkarıp bir duş aldım biraz gevşeyip rahatlamak için. Akşam yemeğinde “Ne oldu Baba?” dedim gülümseyen bir suratla.
                Bir anda suratı değişti ve kızgın bir ifade oluştu suratında. Lokmasını yuttu. “kadının biri bana askıntı oldu, bir türlü bırakmadı beni. Ben de polise şikâyete gittim.” Dediğinde hiçbir şey anlayamadım dediklerinden. Başka bir durum olmalıydı. Kendisi şikâyete gitse neden geriye dönemeyecekti? Dönebilirdi şikâyetini yaptıktan sonra.
                Halüsinasyon -hayâl- gördüğü bir durum söz konusu olmalıydı bana göre. Birisi şikayetçi olduysa halüsinasyon durumundan dolayı başka birine rahatsızlık verdiyse o kişi de şikayet etmiş olabilirdi ve polisler de karakola götürüp ifadesini almış olabilirlerdi.
                Bu saatte öğrenebilmenin bir yolu yoktu. Mevcut haliyle gayet iyiydi ve bilinci yerindeydi. Hafıza kaybı mı yaşadı acaba? Diye içimde bir kurt oluştu. Bu durumu öğrenmenin yolu birkaç gün sonra hafta sonu için geldiğimde karakola gitmekti. Üzerinde durmayı bıraktım rahat yemeğimizi yiyelim diye. Çünkü konudan bahsederken hiddetleniyordu.
                Sabahleyin erkenden Aydın’a işe döndüm tekrar. Kendimce karar aldım; özel işlerimde kullandığım akaryakıtı kendim ödeyecektim. Özel işlerim için yaptığım kilometreyi kayıt etmeye başladım.
                İki gün geçmek bilmedi bir türlü. Her an aklımdaydı ve kendimi işlere veremiyordum. Evden çıkmamıza da birkaç ay kaldı zaten, bu durum da yeterince stres yaratıyordu bende. Ev bulmak kolay değildi bir de tenha, trafikten uzak bir yer olmalıydı, köyü andıran bir ortam olması özellikle tercih edeceğim bir durumdu.
                Emlakçılara da not bıraktım, akşam mesai bitince de dolaşmaya başladım fırsatını buldukça ama istediğim türde bir ev bulmak gitgide ulaşılmaz gibi gelmeye başladı bana.
124/
Devam edecek... Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.