"Olta ile balık avı" |
Yine benzer bir gün yaşayacak olmamın heyecanıyla sabah erkenden kalkıp kahvaltımızı hazırladım. Kahvaltımızı keyifle yaptıktan sonra tavla oynamayı düşündüm ama oynamak istemediği için kahvaltı masasını topladım, bulaşıkları yıkadım. Ortalığa süpürge tuttum, kahvelerimizi de içtikten sonra akşamdan kalan deniz malzemelerini topladım çantaya koydum yine. Hava yine güzeldi, güneş ortalığı ısıtmaya başladı.
“Bu gün daha
erken gidelim mi denize?”
“Olur, gidelim”
dedi ama bana bir tuhaflık var gibi geldi sesinde. Uzaktan baktım suratına,
önemli olabilecek bir değişiklik göremedim, önemsemedim de. Karşı komşumuz
oldukça uzak bir yere gittiği için biz yakına gidiyorduk yürüyerek. Komşu hem
yürüyüş yapmış oluyordu uzağa yürümekle, hem de zaman öldürmüş oluyordu
kendince.
Eşyaları ben
aldım. Çıktık yola. Cadde üzerindeki her zaman oturduğumuz cay bahçesine
oturduk ilk mola yerimiz olmuş oldu. Birer çay içtik ve yarım saat kadar oturup
kalktık tekrar. Sahile yaklaştıkça, ir önceki günden kalabalık olduğunu
düşündük gördüğümüz durumdan. On, on beş güne kadar iğne atsan yer bulunmaz
buralarda.
Kumsala indik
birlikte, ben soyundum, babam bekledi bir süre soyunmadan. Arada çok hafif bir
esinti vardı ama ben önemsememiştim. Suya girip çıktım. Yanıma aldığım kitabı
okumak için çantaya el attığımda “sen soyunmuyor musun?” dedim yüzüne bakarak. Suratı
biraz asık gibi duruyordu sanki, bana mı öyle geliyor acaba diye düşünürken “ben girmeyeceğim bu gün, rüzgâr var” dedi
sakince.
Oturduğu yerden
ufka doğru bakıyordu. “Tamam, sen bilirsin. Ben bir daha gireyim ondan sonra
kalkıp gideriz. Burada sıcağın altında böyle olmaz” dedim. “olsun, bir şey
olmaz” dedi ama içim rahat etmeyecek o girmeyince.
Kumsaldan ayrıldık
sahil boyunca yürüyerek limana doğru giderken çay bahçesine oturduk. Öğle yemeğini
biraz geçirmiş olsak da önemli değildi artık, ilaç kullanmadığı için.
Durumunu en
fazla bir ay kadar daha gözlemleyip duruma göre kendime iş aramak istiyordum. İlaçlarını
bırakmış olması içimde bir tedirginlik yaratmıştı ama hemen peşin kararlı
davranmak istemiyordum diğer taraftan da.
İlaçlar yeterince yoğun alınıyordu, böbrek ve karaciğere etkisi mutlaka
olabilirdi; aynı zamanda yan etkileri de vardı ilaçların. Örneğin bir tanesi
psikozu tetikliyordu ve halüsinasyonlara yol açıyordu. İlaç almadığı şu durumda
halüsinasyon da fark edilmiyordu durumunda.
Çay bahçesinde
otururken balık tutanları görünce olta almak aklıma geldi, heveslenirse iyi bir
meşguliyet olacaktı kendisine. Bir tür terapi de sağlardı diye düşününce hemen
almayı düşündüm. Yemeklerimizi tostla geçiştirdik ve kalkıp olta ve yem alıp
geldim.
Hemen önümüzde
olta atan birkaç kişi vardı zaten, onların yanına geçtik birlikte. Hazırlayıp attım
oltayı denize ve beklemeye başladık bacaklarımızı aşağı sallayarak oturduk kaldırımın
ucundaki beton duvara. Arada küçük balıklar vuruyordu yemi “al baba sen tut
artık oltayı, hissedecek misin bak bakalım balıkların yemi vuruşlarını” diyerek
eline tutuşturdum. Alıp bir süre bekledi. Ben ve kendisi balıkları görüyorduk
aslında berrak suda.
El kadar bir
balık yakaladı yarım saat içinde. Oldukça keyiflendiğini fark ettim. Tekrar yem
taktım iğnenin ucuna ve salladım, yine verdim eline. Elinin titremesinden yemi
takabilecek durumda değildi. Eline iğneyi batırabilirdi. Bir yarım saat kadar
daha sonra yine küçük bir balık takıldı oltaya ve onu da çektik. Şansı iyi
gidiyordu, çevredekiler birer tane ancak yakalamışlardı.
İkindi vakti
yaklaştığında beş tane küçük balık olmuştu ve bize akşam yemeğinde yeterdi. İstemeye
istemeye kalktık eve doğru yürüdük. Balık temizlemek vardı işin ucunda.
114/
Görsel: Google Görseller
fotodaki ve günlüklerdeki sahil neresi kiiiii :)
YanıtlaSilgörsel google'dan. sanıyorum İzmit körfezi. Biz Didim'de avladık.
Sil