Perşembe, Nisan 19, 2018

Usta'ya Bakın Siz

"Bizim Usta"
Yükü hafifleyen Usta’nın Yaptıkları

                Çay kahve faslında bana takılmalar başladı tek tük ama çok fazla üstüme gelemiyordu kimse. Aynaya bakmak istedim önce suratımın nasıl göründüğünü merak ettiğimden dolayı. Suratım çok sert olmalı bu kadar çok etkilendiğine göre millet.  Arada bir gülümsemeye zorluyordum kendimi ama kendim bile inanmıyordum gülümsediğime, kaslar çok gergindi, kendim bile fark edebiliyordum her birini teker teker. Birisi tutup geriye asılıyordu sanki.
            Öğle vakti geçmek üzereydi artık, ne kalmıştı şunun şurasında eve gitmek için. Baktım olmuyor, dayanamıyorum sıkıntıya, birkaç saat kadar da erken çıkardım yola. İşlerim pek sıkışık değildi bu aralar. İyi bir fikir gibi geldi bana bu düşündüğüm ve biraz da olsa rahatlattı beni.
            İşyerine vardığımızda, bir arkadaşı yanıma alarak geçenlerde gittiğimiz köprünün yapıldığı şantiyeye gidip gelmek istedim. Hiç olmazsa kalan zaman daha çabuk geçerdi benim açımdan. Arabayı da kendim kullanacaktım. Zorunlu olarak kafamı yola verecek ve dikkatimi dağıtmamaya özen gösterecektim.
            Hemen çıktık. Yol sakindi ama geri dönüş daha yoğun olurdu. Şantiyeye vardığımızda daha usta bizi yolda tanıdı kahvenin önünde oturuyormuş. İşaretle durdurdu beni. “çay söyledim abi” dedi kafamı camdan uzatır uzatmaz. Gülmek geldi içimden ama gülemedim “ne zaman gördün de söyledin çayı?” deyince gülümseyerek “gelişinizden belli abi, arabayı görür görmez tanıdım. Tam da çayı içtim kalkmak üzereydim bende.” dedi.
            Oturduk, hemen de geldi çaylar; daha biz arabadan inmeden.  Bu kahvenin çayları başka oluyor, geçen sefer de dikkatimi çekmişti çayın kokusu ve lezzeti. Farklı bir aroması vardı çayların. İç beni dedirten türdendi. İki bardak çay içtim. Birlikte yürüdük hemen yüz metre ilerideki köprü inşaatının yanına. Arabayı da yanımda gelen arkadaş getirdi arkamızdan.
            Bizim köprü yarılamış neredeyse. Kalıp işi yarılamış yani. Demirleri hazırlanmaktaydı yan taraftaki yaşlı ceviz ağacının dibinde. Bir hafta içinde betonu dökülürdü büyük ihtimalle.
            “abi, çok teşekkür ederim tekrar, proje için. Valla nasıl desem, o gün eve gittiğimde o kadar hafiftim ki, yerimde bile oturamadım neredeyse, hanıma bile yardım ettim mutfakta, ne denk geldiyse; bulaşık, tabak kurulama, salata, masa toplama… daha sayayım mı!” gülmeye başladı kıkır kıkır. 
          Yanındakiler de aval aval bakıyorlardı kendisine ama onun hiç de çekintisi yoktu kendisiyle alay edilmesi konusunda. Emindi kendinden.

172/
Devam edecek... Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.