"İşlenik demirler" |
Oğlum, İşi bilicen, işe gitmeyecen
“Allah seni
inandırsın, hanım bile şaşırdı da melül melül bana baktı durdu, ne yapıyor bu mutfağın yolunu bile bilmeyen adam diye. Bir süre işini gücünü bırakıp beni
seyrettiğini gördüğümde en son, gülücükleri ağzını ayırmıştı iyice. Vallahi
gözlerinden korktum, fırlayıp çıkacaklar yuvalarından diye.
Bıraktım olduğu gibi, sonra da oturdum. Daha oturur oturmaz da kahveye başladı bir şey demeden ve dank diye koydu önüme, hiçbir şey demeden. Anlayamadım ben de durumu.”
Bıraktım olduğu gibi, sonra da oturdum. Daha oturur oturmaz da kahveye başladı bir şey demeden ve dank diye koydu önüme, hiçbir şey demeden. Anlayamadım ben de durumu.”
“bir de
geçip karşıma aval aval bakmaya devam etmez mi, dayanamayıp sordum ne oldu?
Diye.”
“ne oldusu
mu var? Taş yağacak başımıza, taaaş; a benim herifim. Sana bir şeyler olmuş ama
ne olduysa, nasıl olduysa iyi olmuş. Birisi de yaptıysa da eline koluna sağlık,
pek güzel yapmış, ama hiç gözünde, yüzünde bir bellilik de koymamış yapan. İyi
ustaymış anlaşılan, işinin erbabıymış. Yıldız falan düşmedi tepene değil mi
kocacığım?”
“Ben az tedirgin
oldum galiba dediklerinden hemen yetişti imdada 'korkma, korkma, alışmam ben bu
kadar az şeyle, ama şaşırdığım kesin, bil istedim’ dedi güle güle.”
Usta
anlatırken bu olanları, bulutların üstündeydi sanki, adam şantiyede değil de o
kahvesini yudumluyor gibiydi karısının karşısında. Bir süre dudaklarındaki
gülümseme eksilmedi, sesi kesilse de.
“Usta,
vallahi sen her yenilişte -hafifleyişte- böyle yaparsan vay senin haline o zaman. Kaybedeceğiz
seni de desene.” Gülüşmeye başladı etrafımızdaki yaşlı, genç karışık kalabalık.
Birisi de “hadi, hadi iyisin yine. Ulan usta hakikaten sen biliyon işini ya.”
Deyip güldü gevrek gevrek. İma ettiğini herkes anlamıştı evli olanlar.
Diğerleri de anlamış gibi sırıttılar. Ustanın da hoşuna gitti bu durum “ne
zannettiniz ya, oğlum işi bilicen, işe gitmeyecen” diye de cevap verdi
kendince.
“Yok, abim
ya, o kadar da değil. Ben bilirim işimi, daha olmadı çekerim karının azı
dişini.” Dedi keskin keskin sırıtarak.
“şaka bir
tarafa da, var mı her hangi bir aksilik
veya soracağınız bir şey? gelmişken onları çözelim. Yoksa da bana izin verin
ben döneyim.
Birkaç ufak
tefek sorundan bahsetti ama “ben çözerim, sen merak etme abi” diyerek üzerinde
durmadı hiç birinin. Birlikte tekrar gözden geçirdik hazırlanan demirleri.
Demircileri güzel iş çıkarıyorlardı, zaiyat yok denecek kadar azdı demirlerde.
Önemli bir meziyetti bu demirci açısından. O kadar çok görülür ki şantiyelerde,
neredeyse demirler doğranır salatalık gibi. Tonlarca da hiçbir işe yaramayan
zayiatlar çıkar ortaya. Hurdaya satarlar artık üç kuruşa. Onu da çay kahve
parası yaparlar çünkü başka bir şeye yetişmez.
173/
Devam edecek...
Dedenin Torunu
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.