Cuma, Nisan 20, 2018

Taş yağacak başımıza

"İşlenik demirler"

Oğlum, İşi bilicen, işe gitmeyecen

            “Allah seni inandırsın, hanım bile şaşırdı da melül melül bana baktı durdu, ne yapıyor bu mutfağın yolunu bile bilmeyen adam diye. Bir süre işini gücünü bırakıp beni seyrettiğini gördüğümde en son, gülücükleri ağzını ayırmıştı iyice. Vallahi gözlerinden korktum, fırlayıp çıkacaklar yuvalarından diye. 
           Bıraktım olduğu gibi, sonra da oturdum. Daha oturur oturmaz da kahveye başladı bir şey demeden ve dank diye koydu önüme, hiçbir şey demeden. Anlayamadım ben de durumu.”
            “bir de geçip karşıma aval aval bakmaya devam etmez mi, dayanamayıp sordum ne oldu? Diye.”
            “ne oldusu mu var? Taş yağacak başımıza, taaaş; a benim herifim. Sana bir şeyler olmuş ama ne olduysa, nasıl olduysa iyi olmuş. Birisi de yaptıysa da eline koluna sağlık, pek güzel yapmış, ama hiç gözünde, yüzünde bir bellilik de koymamış yapan. İyi ustaymış anlaşılan, işinin erbabıymış. Yıldız falan düşmedi tepene değil mi kocacığım?
            “Ben az tedirgin oldum galiba dediklerinden hemen yetişti imdada 'korkma, korkma, alışmam ben bu kadar az şeyle, ama şaşırdığım kesin, bil istedim’ dedi güle güle.”
            Usta anlatırken bu olanları, bulutların üstündeydi sanki, adam şantiyede değil de o kahvesini yudumluyor gibiydi karısının karşısında. Bir süre dudaklarındaki gülümseme eksilmedi, sesi kesilse de.
            “Usta, vallahi sen her yenilişte -hafifleyişte- böyle yaparsan vay senin haline o zaman. Kaybedeceğiz seni de desene.” Gülüşmeye başladı etrafımızdaki yaşlı, genç karışık kalabalık. 
             Birisi de “hadi, hadi iyisin yine. Ulan usta hakikaten sen biliyon işini ya.” Deyip güldü gevrek gevrek. İma ettiğini herkes anlamıştı evli olanlar. Diğerleri de anlamış gibi sırıttılar. Ustanın da hoşuna gitti bu durum “ne zannettiniz ya, oğlum işi bilicen, işe gitmeyecen” diye de cevap verdi kendince.
            “Yok, abim ya, o kadar da değil. Ben bilirim işimi, daha olmadı çekerim karının azı dişini.” Dedi keskin keskin sırıtarak.
            “şaka bir tarafa da,  var mı her hangi bir aksilik veya soracağınız bir şey? gelmişken onları çözelim. Yoksa da bana izin verin ben döneyim.
            Birkaç ufak tefek sorundan bahsetti ama “ben çözerim, sen merak etme abi” diyerek üzerinde durmadı hiç birinin. Birlikte tekrar gözden geçirdik hazırlanan demirleri. Demircileri güzel iş çıkarıyorlardı, zaiyat yok denecek kadar azdı demirlerde. Önemli bir meziyetti bu demirci açısından. O kadar çok görülür ki şantiyelerde, neredeyse demirler doğranır salatalık gibi. Tonlarca da hiçbir işe yaramayan zayiatlar çıkar ortaya. Hurdaya satarlar artık üç kuruşa. Onu da çay kahve parası yaparlar çünkü başka bir şeye yetişmez.

173/
Devam edecek... Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.