Çarşamba, Nisan 04, 2018

Delikanlıyı Şaşırtan Soru

Takim

Soru ve Cevap

                “Delikanlı, diyelim ki sen yetmiş yaşındasın ve on bir tane çocuğun olmasını çok istiyorsun ve mutlaka yapmak istiyorsun. Ne yaparsın?” ciddi ciddi baktı delikanlının gözlerine. Ne olduğunu tam anlayamadı sorunun.
                “bir daha tekrarlar mısın sevgili amcacığım, şu sorunu?”
Tekrarladı, ama gülümseyerek yaptı bu sefer. Delikanlı ayağa dikildi çömeldiği yerden, etrafına bakındı önce, yutkundu. Ters cevap verse olmazdı, ne esnaflığa ne de delikanlılığa yakışırdı.
                “Hiç kusuruma bakma amca, ben yapamam o işi, en başta babam ağzıma eder zaten ne edecekse, o kadar parayı nereden bulacağım ben. Karnımı zar zor doyuruyorum şunun şurasında.”
                Başını sallaya sallaya gitti içeriye delikanlı. Bir süre sonra tekrar dönüp geldi. Çay paralarını bozukluk olarak tabağın içine koyulduğunu fark edince: “çaylar benden amca, helal olsun sana, bu yaşta neler düşünüyorsun vallahi. Ben düşününce bile başım döndü.”
                Yerinden kalktı gülümseyerek. “neydi o günler, deli gençlik işte! Boşa mı geçti acaba?” karşıya geçti caddeden. Kaldırıma çıktı: “takım olmadığına göre elinde, boşa geçmiş demek ki, nesi var bunun bilemeyecek!” gülümsemesi tam oturdu suratına, dünya daha başka oluvermişti birden.
                Adımlarını daha canlı atmaya başladı sanki bir yere yetişmek istiyormuş gibiydi. Market uzaktan takıldı gözüne. Bir şeyler alayım diye düşündü. Misafirhanede canı sıkılıyordu televizyonun karşısında yalnız yalnız. Bu günlerde kimseler olmuyordu kendinden başka. Biraz meyve almak geçti aklından, canı da çekmişti.
                Marketten alacaklarını alıp çıktığında başını kaldırıp gökyüzüne baktı, gökyüzü bemberraktı, ilk defa fakına varmıştı bunun. “demek ki uzun zamandır gökyüzüne alıcı gözle bakmamışım” diye söylendi kendi kendine. Durağa doğru yöneldi ama bir anda araba geçiverdi aklında. Arabayı nereye park ettim… diye düşünüyordu ki tamamlayamadan düşüncesini arkadaşından ayrıldığını anımsadı ve durağa doğru daha hızlı adımlarla devam etti.
                Durakta bekleyen başka insanlar da vardı. Kendine gelmeye başladığını düşününce:  “yarın ilk işim adam gibi kıyafet almak olacak, ihtiyar delikanlıyı –parkinsonlu baba- da hafta sonunda hallederiz. Oğlum sensin, senin de onunda çaresi, yıkılmanın ne yeri ne de zamanı. Daha da güçlü olma zamanı.”
                Beklediği otobüs de geliverdi. Otobüste etrafı seyrederek giderken tekrar tekrar aklından geçirdi birkaç saatlik düşündüklerini. “Cesaret, cesaret oğlum, sakın, sakın. Lazımsın daha. Sana ihtiyacı olanlar var, senin sana ihtiyacın yoksa bile. Ayak dire, sakın kapıyı dayaklama emi, yavrum” dedi kendi kendine ve cesaret desteğiydi bu kendine.

155/
Devam edecek... Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.