Çarşamba, Mayıs 02, 2018

Puslu Bir Kış Günü

"Puslu bir kış günüydü"
Puslu Bir Kış Günü

             Kahvaltımızı bitirip masayı topladıktan sonra kahveyi geciktirmeden yapıp geldim masaya tekrar. Amacım biraz daha konuşmaktı kendisiyle. Halüsinasyondan çıkıp çıkmadığını tam olarak anlamak istiyordum ve olanlardan ne kadarını hatırlayıp hatırlamadığını da çok merak ediyordum.
          Bu günlere kadar yaşadığımız çoğu olayı tam olarak hatırlamasa da bölük pörçük hatırladıkları oluyordu çünkü. İlk zamanlarında aslında kızdıklarım ve sertçe üstüne gittiklerim olmuştu sanki vazgeçermişçesine. Bu durumdan bilinçlenerek kurtulabileceğini düşünmüştüm en cahil zamanlarımda.
           “En cahil zamanlarım” dedim çünkü bir konuda hiçbir şey bilmediğiniz zaman çok cahilce adımlar atıp başka bilgilenmelerin ışığında benzerlik ve bağlar kurarak olaya yaklaşıyorsunuz. Ben de aynısını yapıyordum.
                Bir süre sonra araştırınca meselenin çok başka olduğu konusunda kararımı verdim ve ne olursa olsun ben de yeni yeni öğrenecektim durumu. Yalnız önemli bir durum vardı bu rahatsızlık –Parkinson- hakkında. Kesin değildi hiçbir bilgi. Bırakın kesin bilgiye ulaşmayı tam tersine bulanıktı da her şey. Bir sis bulutu altındaydılar.
                Kendime göre değerlendirmeler yapıp kişinin özelinde bir şeyler çıkarmaya çalışmaya başladım bir süredir. Hatırlayabildiğim birlikte geçen anılarımızdan yola çıkarak adımlar atmaya karar vermiştim bir süre önce.
                Eskilerden, çok eskilerden ölüm korkusu yaşadığını düşünmüştüm. Bize –çocuklarına- zarar gelecekmiş gibi her an gece ve gündüz tedbirli olmaya çalışıyordu. Hatta bir seferinde:
                Evdeyiz, yalnız zamanlarımız ve çok zor geçen dönemlerdeyiz o zamanlar. Evin tüm yemek ve pişirme ihtiyaçlarını ben karşılıyorum. Komşular veya akrabalardan bazen yoğurt, süt –bizde olmayanlar- gibi şeyler veriyorlar bakraçlar içinde. Kardeşimle ben oldukça seviniyoruz bu gibi değişik lezzetlerle karşılaşınca.
                Daha küçük sayılırız o zamanlar. 10-15 yaşlarındayız ve bir gün bakraç içinde yoğurt verdi Akrabalardan birisi. Bakracın üstü kaymak bağlamış neredeyse iki parmak. Lezzeti deseniz bir harika. Bir parmak atıp tadına bakmıştım daha merdiven başında elime alır almaz. Yanıksı mı yanıksı. Dayanamadım hemen bir sofra bezi attım ortalığa ve ekmeği de çıkarıp poşetten –Pazar ekmeği satın alıyoruz- koydum sofraya ve bağırarak çağırdım herkesi sofraya.
                Daha gelir gelmez, “kim verdi?” diye sordu ve cevap verdiğim anda tuttuğu gibi yere boca etti. Ne olduğunu anlamamıştık kardeşimle bakakalmıştık aptal aptal.  Ağlamaklı oldu gözlerimiz ama ağlayamadık korkumuzdan. Halimizi görünce anlattı sonra: “çocuklar içine zehir koyabilirler, almayın bir daha bir şey verirlerse.” Demişti üzgün olan ses tonuyla. Belki de kendisi de pişman olmuştu sonradan kim bilir.
                O yıllarda tereddütlü kalıyordum o tür durumlara olur muydu? Belki de olabilirdi de olmayabilirdi de ama benim kişisel kanaatim olmayacağı yönündeydi. Çünkü ne biz öyle olanlar gibiydik ne de onlar öyle yapanlar gibiydi.
                Sanıyorum yaşanan birkaç örneği vardı benzer durumun. Birkaç dönümlük arazi yüzünden kız kardeşlerden birisi tek olan erkek kardeşlerinin evinde ekmek ederken –yardıma gitmiş- ekmek hamurunun içine zehir karıştırdığı iddia edilir ve söylenir. Akşamleyin adam işten eve gelip sofra kurulur yeni yapılan ekmekten yenilir ve gece uyunduğunda adam ölür, kadın ve tek oğlanları baygın halde bulunur başka bir kız kardeş tarafından acil olarak hastaneye kaldırılırlar.
                Kadın ve tek oğulları çocuk –beş yaşlarında- kurtulurlar. Bir daha o kız kardeşler de o eve adım atmazlar ve kadın ve oğlu da diğerlerine yani kocasının kardeşlerine hiç sokulmaz. Bu durumun faili ortaya çıkmadı hiç. Nasıl olduysa ortaya çıkarılamadı ve böylece de kapandı yasal durum ama hala o yıllarda yaşayanlar tarafından o gün gibi hatırlanır. Puslu bir kış günü diye hatırlıyorum ben de.
  
185/
Devam edecek... Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.