"Bahçede uyumak keyifliydi" |
Hayal Kırıklığına Uğramış Avcı
Ben
de bu olayı bildiğim için hak verdim kendisine, felaketi yaşamaktansa tedbiri
önceden almak daha iyiydi kendine göre ve benim için de taa o zamanlardan kalan
bir emniyet anlayışı oldu bu durum. Sanki hissediyor insan olabilecekler
konusunu. Sürekli dikkat o yöne yoğunlaşıyor ve olabileceklerin en kötüsüne
hazırlamaya çalışıyor insan kendini.
Yoğurt
bakracı boşalınca yere, kuru kuru yedik Pazar ekmeğini kardeşimle. Ekmeğimizi
yedikten sonra aklıma geldi “ya görürse komşu yerdeki dökülmüş yoğurdu!” hemen
kalkıp kovayla bolca su döktüm ve süpürdüm olduğu yeri. Hiçbir şey görünmeyesiye
kadar. Yemedik ayrıydı ama hiç olmazsa komşu bari görmesin dökülen yoğurdu
yoksa bin pişman olurdu iyilik düşündüğü için. Ama bu durumu babam hiç bilmedi,
görmemişti çünkü temizlediğimi.
Hatta
yine başka bir zaman. O zamanlar ben delikanlıyım, her şeye isyan ediyorum ve
karşıma ne çıkarsa yıkıp geçecek gücüm var ve korkularımın üstüne gitme
cesaretim deseniz dorukta. Biraz da psikoloji, felsefe, sosyoloji merakı falan
var, çözümsüz hiçbir şey yok bana göre.
Dışarıda
yatıyoruz, yaz günü, hava alabildiğine sıcak ve evin içinde durulmuyor.
Tutturdu illaki odada yatmak için. Kardeşim ve kendisi girdiler yattılar,
üstelik kapıyı da arkadan sürgülediler. Ben de odanın dışına minder atıp bahçede
yatmaya karar verdim.
Bir
süre sonra kalkıp geldi babam yanıma. Sesi yumuşacıktı yalvarıyordu “içeriye
gidelim, bak filan kişi bizi öldürmeye çalışacak, şu dere boyundan gelebilir
karanlıkta…” dediklerini duydukça tehdit gibi algılıyordum ve içimden isyan
bayrağı yükseldikçe yükseliyordu. En sonunda dayanamadım:
“bak
baba, gelecekse göreceği de var anladın mı? Buraya kadar gelen ki,şi kelleyi
koltuğa almış demektir ve ben de onun kellesini alacağım demektir bu. Burası
benim evim ve benim kapalı ve sürekli kapılar arkasında yatmaya hiç de niyetim
yok. Gelmiyorum, boşuna ısrar da etme…” çektim çarşafı başıma sırt üstü
bıraktım kendimi.
Baktı
yapabileceği bir şey yok ben oldukça bıçkınım, çaresiz döndü kardeşimin yanına.
Kapıyı sürekledi yine. Ben yatıyorum ama içimde aslında bir korku da yok değil
hani. Hemen küçük bir çıtırtıda başımı kaldırıp bakıyorum, etrafı tarıyorum.
Bazen saatlerce kulak kabartıyorum derken uyumuşum.
Nasıl
bir uykuydu ama bir bilseniz. Hayatımda hiç de öyle dinlendirici bir uyku
uyumamıştım sanki. Dipdinçtim kalktığımda ve fil kadar da açtım. Bizimkiler
hala içeriden çıkmamışlar büyük ihtimalle havasızlıktan uyuşuk durumdadırlar.
Gerçi bacadan hava dolaşımı oluyor ya.
Bu
sefer inadım tuttu. Sabahın körü daha, güneş yenice doğmuş, doğar doğmaz
yakmaya başladı ortalığı. Sofrayı
bahçeye ağacın gölgesine kuracağım ve bağıra bağıra uyandıracağım onları. Hem
de yüreklerine indireceğim bağırmakla. Bir şey oldu paniğiyle apar topar
çıkacaklar ortaya. Gözümün önünde canlandırmaya çalıştım olacakları da güldüm
kendi kendime. Olur mu, olurdu, babam can yangısıyla ya beni pataklarsa! Olsun,
bu keyfe değerdi tokatlar. Görsünlerdi dışarıda yatınca bir şey olmayacağını.
Yaptım
düşündüklerimin aynısını. Babam elinde bir sırık karşıma dikildi, kardeşim
korkuyla karışık sessiz bekliyordu yanında. Neredeyse gülecektim karşılarında
ama yapamadım çünkü elindeki sırık oldukça uzun ve de kalındı. Ne olur ne olmaz
tedbirli olmalıydım o anda. Kardeşime işaret verdim göz çaktım yani, gülümsedim
hafifçe babam etrafta düşman ararken ve kardeşim şaka yaptığımı anlayınca
koşturdu babamın arkasından yanıma geldi.
Birlikte
sofrayı hazırladık ne bulabildiysek. Ne bulacağız sanki ya çay şekerini suda
ezecektik şekerli suya ekmeğimizi banıp banıp yiyecektik ya da erik çöreğini
suda –şekerli su olursa değme keyfime oluyordu- ezip ona banıp yiyecektik. Bu
sefer şekerli su vardı şansımıza.
Babam
biraz dolandı ortalıkta av bekleyen avcı gibi ve dönüp geldi sonra hayal
kırıklığına uğramış avcı gibiydi. Elindeki sırığı götürüp kapının arkasına
koyup geldi sonra. Oturduk hep beraber sofraya.
186/
Devam edecek...
Dedenin Torunu
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.