"Anılar" |
Evet,
bu durumlarını bildiğim için daha dikkatli ve farklı yönlerden yaklaşmanın daha
iyi olacağını düşündüm. Başka anılar da gelmeye başlamıştı aklıma zamanla. Her
hatırladığım bir anı başka bir anıyı tetikliyor ve peşi sıra takılıyorlardı
vagonlar gibi. Bazen en arkadaki vagonları ayırıp bırakıyordum taşımak zor
gelmeye başladığı zamanlar.
Ortak
anılarımızın çoğunu hatırlıyordu ama bazılarını da hatırlamadığını görünce ilk
anda tereddüte düştüm acaba ben mi yanlış hatırlıyorum diye ama ben doğru
hatırladığımdan emindim. Ben de iz bırakmaları derin olduğu içindi belki de.
Ondaki izleri demek ki benimkiler kadar değildiler.
Olsun,
bu da önemli bir adımdı benim için. Eğer benim anılar gibi onun anıları da
birbirini tetikleyecek olursa bazı zamanları daha netleştirebilirdik ve beyin
hücreleri daha fazla faaliyete geçerdiler bana göre. Kasların harekete
geçmesiyle çok yol katettiğimizi görmüştüm şimdi de anılarla uğraşmam gerektiği
üzerinde epeyce düşünmeliydim.
Ama
şimdi önceliğimiz koltuk işini nasıl çözecektik? Ben fikir yürütmeye başladım
biraz da duygusal açıdan sıkıştırmaktı derdim kendisini. Acaba suçluluk
hissedecek miydi merak ediyordum. Eğer hatırlarsa olanları, yaptığından
pişmanlık duyacağını düşünüyordum. Hem de böylece halüsinasyondan tamamıyla
çıkmış olur diye düşününce biraz üzgün, biraz da kızgın bir şekilde:
“Ne
olacak şimdi, bu koltuklar takım, bozulmaz da, bozulsa bile hemen fark edilir.
Ya hepsini değiştireceğiz ya da başka bir çare düşüneceğiz. Hepsini değiştirsek
büyük bir para, ben de yok o kadar ve deremetleyemem de. Deremetlesem bile aylarca,
belki de yıllarca taksit ödemek zorunda kalacağım. Diğer koltukları da üç
kuruşa satacağım…”
Biraz
kıvranır gibi bir tavır takındım bir süre kıvranarak telaşlı telaşlı. Kahveler
de bitti bu arada. Ben ayakta dolaşırken telaşlı telaşlı, arada bir kahveden
yudum alıyordum. Bu arada koltuğun kırıklarını da toplayıp bir kenara topladım
ne kadar çivili çivisiz parça varsa. Kumaş yırtıklarını da topladım bir kenara.
Ve süpürge tuttum etrafa.
Arada
gözlemliyordum ne yapacak diye merak ettiğim için. Bir an sırtım dönüktü
kendisine: “Neye o kadar masraf edeceksin, bir tamirci çağır, aynısından
yaptıralım; daha ucuza gelir.” Dediğini duydum. Önce inanamadım duyduklarıma.
Ses tonu ve ifade biçimi çok netti. Eski iyi günlerindeki netlik ve canlılık
vardı sanki.
Dönüp
baktım gözlerine, canlılık gelmişti eskisine göre. Suratı daha gevşek
görünüyordu. Biraz da suçluluk ve pişmanlık vardı sanki ama üstüne gitmek
istemedim. Amacım üzülmesi veya yaptığının hesabını sormak değildi.
Rahatsızlığının nasıl önüne geçilebilirliği üzerinde en azından şu hafıza kaybı
yaşamasını nasıl engelleyebilirdim? Kafa yorduğum durum buydu.
187/
Devam edecek...
Dedenin Torunu
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.