Çarşamba, Ocak 17, 2018

Kahvede Sabah Ettim

               
"Kahvede sabahladım"
             Gece vakti geldim eve meraklar ve korkular içinde. Kötü bir şeyler olacağı korkusunu atamıyordum üzerimden uzun bir süredir. Belki de bu nedenle, yaşamımdaki en küçük değişiklik, olan bir olay, aldığım bir haber her şeyi alt üst etmeye yetip de artıyordu.
                Anahtarımla açtım bina giriş kapısını, sakin adımlarla ve içimdeki korkuyu bastırmaya çalışarak çıktım birinci kata kadar. Derin bir nefes alıp anahtarımı kapıya sokup çevirdim ama olmadı, açılmadı kapı. Birkaç deneme daha yaptım olmadı.
                Al işte korkumu bastırmakta zorlanmaya başladım. Kapının arkasında anahtar sokuluydu, emniyet sürgüsünü de sürgülemiştir kesinlikle.

               Bunların bir anlamı yok ama sağlığından endişe etmeye başlayınca elim ayağım çözüldü titremeye başladım. Gecenin yarısında yan komşu çıksa ne diyebilirdim, rezillik akacak yakadan paçadan. Üstelik ev sahibine şikâyet ederlerse evden de çıkmak zorunda kalacağız.
                Elimden geldiğince tıkırtı etmemeye çalışıyorum, nefes alışlarımı da kontrol ediyorum. Merdiven lambasını yakmak için düğmeye yavaşça basıyor ancak tekrar tekrar basmak dikkat çekecek korkusu hâkim olmaya başladı bende.
                Zile bassam duymayabilir, duysa bile yabancı diye açmazdı zaten. Bir kez denemeye karar verdim. Düşündüğüm oldu, ne ses ne seda vardı. Daha fazlası yan komşuları rahatsız etmek olurdu, bebekleri uyanırsa gecenin yarısında vay halime, nasıl bakarım yüzlerine.
                Telefonla aramayı denedim. İçeride çalan telefonun sesini duyuyordum ancak bakmadı, belki de duyamadı. Ölüm korkusu olduğunu tahmin ediyordum ama kesin emin olamıyordum, bu konuda hiç taviz vermiyor konu açılırsa bile hemen savunmaya ve inkâra gidiyordu. Ben de daha fazla üstüne varmadım önceleri.
                Yapılacak bir şey yok gidip geceyi başka yerde geçirmekten başka. Son kez sağlık durumundan emin olmak için zil bastım tekrar. Evet, tamam duydu galiba, bir hareket sesi duydum, terliğinin tıkırtısıydı bu. Kapının arkasına geldi, tıkırtıdan ve adımlarından anlayabiliyordum.
                Açılmasını bekledim bir süre ama açan olmadı. Bir süre sesi dinledikten sonra gidip yattı tekrar. Ne yaptıysam duyuramadım beni yabancı sandı anlaşılan.
                Abbas yolcu dedim kendi kendime, gün aydınlanıncaya kadar bir yerlerde vakit geçireceğim artık aklım yattı. Olsun buna da razıydım, yaşıyor ya!
                Gündüz geldiğimde ilk iş anahtarı kapının arkasında bırakmamasını anlatmak, ilave olarak sürgüyü de takmaması. Geleceğimi telefonla haber verememiştim, açamamıştı aramalarımda. Epeyce uğraştıktan sonra vaz geçmiştim.
                               
108/
Devam edecek... Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

2 yorum:

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.