"Kapı deliği"
Kapıyı Açtırabildim
Neyse
ki mahallenin yakınında bir kahve vardı, genellikle sabaha kadar açık olurdu
yaz günlerinden biliyordum ama tereddütle gittim. Açıkmış yine, çay söyledim
kendime ve kara kara düşünmeye başladım diğer oturanlar gibi.
Sabaha
çok vardı, nasıl geçerdi bu zaman. Hiç olmazsa gün ağarıncaya kadar. Haydi, benim
sıkıntım belli, şu oturanlara ne demeli? Merak da etmedim sayılmaz hani. İnsan neden
kahvede sabahlar ki? Kendi dert ve tasalarıma dönerek onlara dikkat etmekten
vaz geçtim.
Çayı
sık sık yeniliyordum uykum açılsın diye. Yedi saat kadar yol gel, tam rahat
yatakta uyumayı hayal ederken şu halime bak, hayal kırıklığını geçtim uzun
vadeli dert ve tasalar aldı aklımı. Hafif atlatmayı kendime inandırmaya
çalışıyordum bir taraftan da ama aklımı yenemiyordum. Hep bildiğini okuyordu;
ne olacak bu durum? Sorusunun durumu henüz açıklığa kavuşmamış haldeydi ve
gelecek karanlıktı benim için.
Neyse, saatler geçmek bilmeye bilmeye geçtiler ve gün yavaş yavaş ağarmaya başladı. İçimde ferahlıkla birlikte bir sıkıntı bastırmaya başladı. Acıyla tatlının ağızda çiğnenmesi gibi bir şeydi bu bazen acı bastırıyor bazen de tatlı.
Sabahın
erken saatlerinde kalktığını biliyorum ama yine de beklemeye karar verdim biraz
daha. Ortalık biraz hareketlensin istiyordum. Ortalıkta hareket olmayınca korkarak yabancı diye yine ses vermeyebilirdi.
Hiç olmazsa hareket başlarsa daha kolay olabilirdi kapıyı açması.
Kahveciye
hesabımı ödeyip ayrıldım kahveden. Kahvaltı aklıma geldi, kahvaltılık bir
şeyler almayı düşünerek pastaneye girdim, börek ve bohça gibi bir şeyler alıp
paket yaptırdım. Kapıyı tıklattım yavaş yavaş. Komşu daireden sesler geliyordu,
uyanmışlar.
Kapıyı birkaç kez tıklattım ve zile bastım beklemeye başladım. Bir süre sonra ayak seslerini kapının arkasında duyunca rahatlayarak tekrar kapıyı tıklatmaya başladım. “benim, ben …” diye seslendim. Tam kapının arkasındaydı, nefes alış verişini duyabiliyordum.
Nihayet
kapı açıldı ve beni görünce şaşırdı önce, daha sonra bir şey söylemeden dönüp
içeriye girdi. Ben de içeriye girip kapıyı kapattım arkasından. Elimdeki eşyalarımı
bir koltuğun üzerine bıraktım ve kahvaltılıkları bankoya bıraktım.
“kahvaltı
yaptın mı?” deyince “yaptım, sen yap” dedi odasından. Çay demledim. Birlikte içmeyi
düşündüğüm için oldukça fazla demlemiştim. Bir bardak çay aldı ve oturdu
masaya. Yüzüne baktım ona fark ettirmeden. Suratında ve gözlerinde matlık
gördüm. Bırakıp gittiğim surat, gözler ve canlılık yoktu. Neyse, kahvaltıyı yapayım
da sonra konuşuruz artık diye düşünerek devam ettim kahvaltıya.
109/
Devam edecek...
Dedenin Torunu
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.