Çarşamba, Aralık 27, 2017

İşyerini Buldum

"Şantiye"
İşyeri Şantiyesini Buldum

                Zaman geçti işte, hiç geçmediğini görmedim ki, bazen oyarak bazen koyarak bazen de boyayarak geçiyor işte bir şekilde.  Araba hareket etti. Arabanın gürültülü motor sesi benim midemden geliyor gibiydi. Öyle gürlüyordu ki haykırıyordu sanki benim yerime. Şahlandı bir ara iniş aşağıya sallandığında, hemen varıvaracakmışım gibi hissettim, kendimi rahatlatma görevim vardı en ön saflarda.
                İşin olduğu yere gelmiştik, oto gara girdi araba ben gibi telaşlıydı sanki. Buldu bir peron yanaştı, soğuk olduğu her halinden belliydi yerin. Güneşte parlıyordu yer yer yaralı betonun üzerleri. Hemen içeriye geçip bir boş yer buldum oturacak. Çay söyledim, bir de simit. Çaydan yudum alasıya içimi bir sıcaklık kapladı, şansımdan simit de sıcaktı; bir başka lezzet hissetmeye başladım ve iştahla ısırmaya başladım simidi, bir daha istedim çay ve simitten.
                Gideceğim yerin adresini gösterdim garsona ve nasıl gidebileceğimi sorunca, eliyle tarif etti. Yakınmış, yürüme mesafesi beş veya on dakika sürermiş. Hemen derenin yanındaymış şantiye. Arayıp buldum çamur deryalarında bata çıka. Her taraf çamur deryası memleketin.
                Konteynırların arasından süzülüp girdim şantiyeye. İdari konteynırı buldum. İlgiliyi sordum ilk rastladığım kişiye. “Biraz sonra gelirler” deyince şaşırdım biraz. Epeyce geçti zaman ben çay ocağında otururken ama ne gelen vardı ne de giden. İş günü olması beni asıl şaşırtan şeydi.
                Bana nazik davranmaya çalışan çay ocağına bakan hizmetli, ikramlarda bulundu bana. Çay, kaşarlı tost ikram edince hayır diyemedim karnım tok da olsa ayıp olmasın kırılmasın gönlü diye. Ne de olsa yüz yüze bakacaktık gelecek günlerde. Gördüğüm kadarıyla içinden gelerek yapıyordu yaptıklarını.

104/

Devam edecek... Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.