"Gidiş" |
Üç
gün içinde hazırlıklarını yapmış her şeyi hazırdır ama bir türlü içindeki
sıkıntıları söküp atamamaktadır.
İşe gidişi babasını üzmüş ama babası belli etmemeye çalışmış. Hazırladığı ne ki zaten, birkaç giyecek ve iç çamaşırıdır. Her zaman valizi hazırdır oldum olası.
Ömrünün çoğu dışarılarda aileden ayrı geçtiği için çocukluğundan beri, bu gidişler kendisi için yadırgatıcı değildir aslına bakılırsa ancak geride bıraktığı babası için oldukça yadırgatıcı ve üzücü olmuş, her ikisi de bunun farkında olarak katlanmayı düşündükleri için birbirine bu konuda bir şey söylememeyi seçerler.
İşe gidişi babasını üzmüş ama babası belli etmemeye çalışmış. Hazırladığı ne ki zaten, birkaç giyecek ve iç çamaşırıdır. Her zaman valizi hazırdır oldum olası.
Ömrünün çoğu dışarılarda aileden ayrı geçtiği için çocukluğundan beri, bu gidişler kendisi için yadırgatıcı değildir aslına bakılırsa ancak geride bıraktığı babası için oldukça yadırgatıcı ve üzücü olmuş, her ikisi de bunun farkında olarak katlanmayı düşündükleri için birbirine bu konuda bir şey söylememeyi seçerler.
Son
gün gündüz birlikte çıkarlar yine dolaşmaya. Dört beş aydır sürekli
dolaştıkları yerler kendisi için sanki yabancı gelmeye başlamış ve ayakları
adım atmakta zorlanmaktadır dedemin. Sürekli babasını gözleyen dedem onun ruh
halini ve düşünce durumunu kestirmeye, anlamaya çalıştığı için tüm dikkati onun
üzerindedir.
Onun
duralım dediği yerde durup dinlenirler, kalkalım dediği zamanda kalkıp yürümeye
başlarlar, ağızlarını bıçak açmamaktadır başka türlü. Bakışları sabitlenmiş
belirsiz bir noktaya, yürürken, otururken hep aynı noktadır bakılan.
Etraflarında hiç kimseler yokmuş, dünyada ıssız bir adada yalnız başlarına
kalmış gibidirler. Her ikisi de içlerinden gelen sesleri duyar başka ses gelmez
kulaklarına.
Bugün
her zamankinden sessizdir, in cin top oynar ortalıkta sanki. Zaman çok hızlı akıp gider avuçlarının
içinden, ne kadar sıkarlarsa o kadar hızla akar zaman. Zaman kısaldıkça da
sıkıntıları yüzlerine vurmaya başlar. Ayrılıktır sonuçta, bilmedikleri şey mi?
Her ikisi de bilir bu duyguyu, bu yüzden her ikisi de direnir içlerinden gelen
seslere ve sessiz kalmayı seçerler.
Her
ikisi de bunun yapılması gerektiğini düşünseler de içlerindeki istemeyen
seslere kulak kapatırlar. Zaman gelir çatar. Gitme vaktidir artık. Akşam
karanlığı olmuş son yemek yenilir birlikte.
“Dikkat
et tamam mı? Herhangi bir durum olursa ne zaman olursa da çekinme yardım
istemekten. Komşular ya da başka birisi kim olursa ver telefonunu ve beni
aramasını söyle, anladın mı baba?” yapılacak veya söylenilecek başka söz
bulamazlar. “Tamam” der büyük-büyük babam, boynunu bükerek ve gözlerindeki inci
tanelerinin düşmesine engel olmaya çalışarak.
Öpüşürler
ve ayrılır elinde valiziyle dedem evden. Ayakları hiç gitmek istemez. Her adım
atışında felakete adım atıyormuş gibi sıkıntı bastırmaya başlar içinde, yüreği
hızla çarpmaya başlar. Her adımı biraz daha uzaklaştırmaktadır onları baba-oğul
olarak.
100/
Devam edecek...
Dedenin Torunu
Görsel: Google Görseller
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.