Cumartesi, Aralık 16, 2017

Başarabilecek mi?

   
"Eve geri dönebilecek mi?"
        Fırına gideli epeyce zaman geçti ne gelen var ne giden; hala gelmemesi içimdeki var olan sıkıntıyı tamamen artırdı. Yemek neredeyse hazırdı. Hazır değilse bile beş on dakikaya kalmaz pişerdi. Güneşin batmasına epeyce zaman vardı daha. Sabır göstermeliydim, tez canlı davranmanın anlamı yoktu. Kendimi frenleyerek, zamanımı balkonda çevre sokakların giriş çıkışlarına bakarak, merakımı gidermeye çalışarak geçiriyordum.
                Uzun biz zaman geçti sanki, saate baktığımda yarım saat kadar geçmiş olduğunu gördüm. Kesin bir yerlerde takıldı kaldı diye düşünmeye başladım. Sormaya da çekindi anlaşılan, ya da halüsinasyona girdi, ne yaptığını, yapacağını bilemiyor durumda olacağını aklımdan geçirmeye başladım. Son kararım beklemekti gelinceye veya telefon alıncaya kadar.
                Gitmeye, aramaya kalksam nereye gidecektim zaten, gittiği yeri bilemediği için başını alıp gitmiş olabilir herhangi bir yere veya başka bir mahalleye. Sabrımın sınırlarını zorlayarak beklemek en iyisiydi onun için de. Hemen ilk seferde ve daha epeyce zaman varken akşam karanlığına hemen aramaya çıkmak güvenini zedelerdi. Yapmamalıydım bunu.
                Kendimi meşgul etmek için tatlı yapmaya karar verdim. Sütlaç yapacaktım. Epeyce zamanımı alırdı böylece de meşgul olmuş olurdum hiç olmazsa. Dolaba baktım yeteri kadar süt vardı, pirinç ve şeker de var. Tarçın da almıştım ama bulabilirsem onu da kullanırdım sonunda.
                Tam da sütlacı kaselere koyacağım karşı sokağın başında göründü babam. Başka bir yönden geliyordu. Anlaşılan diğer mahalleye doğru gitmiş ve oradan bu tarafa geliyordu. Yürüyüşü rahat görünüyordu uzaktan. Elinde ekmek poşeti geliyordu işte; bütün dünya benim oluverdi bir anda.
                Bir taraftan bankoya dizdiğim kaselere sütlaç dolduruyorum diğer taraftan da göz ucuyla takip ediyordum. Zile basınca aşağıdan kapıyı açıverdim. Sevinerek girdi içeriye. Bir iş başarmış havası vardı üzerinde. İşte buydu, hata yapmamıştım, verdiğim karar doğruydu ve ispatı ortadaydı; sevinçliydi.
                Sütlaçları doldurup, bankonun üzerinde bıraktım soğumaları için. Sofrayı hazırlamaya koyuldum. “Aferin delikanlı, bundan böyle ekmek işi senin; anlaştık mı?” dedim sevinçli bir şekilde kendisi ekmek poşetini masaya bırakırken.
                “Tamam” dedi önemli bir işi başarmanın edasıyla ama fazla konuşmak istemedi benimle hemen yatak odasına geçti üzerindekileri çıkarmak için. İçime bir kurt düştü, bir aksilik olmuş belli ama ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Kendisine de bu konuda bir şey demeyecektim, nasılsa bir gün çıkardı ortaya. “Nasıl, güzel geçti mi seyahatin?” dedim sofraya gelince. “İyi iyi” dedi kaşıkla meşgul olmaya başladı. Tarçının kokusunu aldı hemen, bankoya kaydı gözleri: “Onlar ne, ne yaptın başka?” dedi bakarak. “Hiiiç, sütlaç yaptım, doya doya yemek için” dedim. Başladık yemeğimizi yemeye.
96/
Devam edecek... Dedenin Torunu

Görsel: Google Görseller

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlar:
Hoş geldiniz.
İlginiz için teşekkür ederim.